Akropol (Akropolis), eski Yunan kentlerinde, en önemli yapıların ve tapınakların bulunduğu iç kale demektir. Eski Yunanlılar, yeni bir yere yerleşecekleri zaman, savunma kolaylığı olsun diye, daima çevresindeki topraklardan daha yüksek, sarp kenarlı yerleri seçerlerdi. Zamanla şehir tepeden eteklerine yayılırdı. Bu tepeye «yukarı şehir» anlamına «akropolis» denirdi. Şehirler kuvvetlenmeye başlayınca akropolislere tapınak yapmak adet oldu. Bugün Akropolis diye tanınan yer Yunanistan’ın başkenti Atina Akropolisi’dir. Şehrin içinde 270 metre kadar yükseklikte bir tepedir. Tepenin üstü 310 metre uzunlukta, 140 metre genişliktedir ve hemen hemen tamamen düzdür. İlk yerleşenler buranın etrafını surlarla çevirerek kale haline getirmişler, çok daha sonraları Atina Akropolisini Yunan mimarlık sanatının en güzel eserleri süslemiştir.
Akropol (Akropolis), genellikle yüksek bir tepe olup surlarla çevrilidir. Bu kesimde kentin koruyucusu olan tanrının tapınağı, kral sarayı ve hazine binaları gibi önemli yapılar yer alır. Bugün akropol denilince, özellikle Atina Akropolü akla gelirse de Anadolu’da bulunan Eski Yunan kentlerinde de akropol vardır. Örneğin Bergama, Sardeis, Assos gibi.
Akropolis’teki başlıca yapı Parthenon, Erekhtheion, Nike tapınağı, Propyleia (giriş kapısı) dır.
Parthenon
Akropolis’in altın çağı ünlü devlet adamı Perikles’le başlar. Önceleri siyasetle uğraşmaktan göz açamıyan Perikles, M. Ö. 447 yılında, bir tapınak yapılmasını emretti. Heykeltıraş Pheidias’ı bu işle görevlendirdi. Pheidias aynı yıl Iktinus, Mnesikles ve Kallikrates adındaki mimar yardımcılarıyla işe başladı. Dört sanatkar Atina’nın en güzel mimarlık eserini yaratmak istiyor, belki binlerce yıl sonra bile görenlerin hayran olacağı bir eser yapmaya çalışıyordu.
Parthenon’un açılışı M. Ö. 438 yılında yapıldı. Gerçekten, tapınağın nisbetleri öylesine güzeldi ki, mimarlar yüzyıllar boyunca o nispetleri kendilerine örnek aldılar. Boyu 75, eni 33, yüksekliği de 21,5 metre kadardır.
Tapınağın içinde gene Pheidias’ın şaheseri olan Athena Parthenos heykeli vardı. Boyu 13 metre kadar olan bu heykelin sağ elinde iki metre kadar boyunda zafer tanrıçası Nike’nin heykeli bulunuyordu. Heykelin vücut kısımları fildişinden, elbisesi som altından yapılmıştı. Parthenon, Dor mimarlık tarzının en güzel örneğidir.
Erekhtheion
M. Ö. 420-393 yılları arasında yapılan tapınak adını Atinalı Kral Erekhteus’tan almıştır. Erekhteus, tapınağın odalarından birini kendi ibadetine ayırmıştı. Tapınakta diğer tanrılar ve kahramanlar için de özel yerler vardı. 12 metreye 20 metre kadar bir alan üzerine yapılan Erekhtheion İyon tarzının en güzel örneklerinden biridir.
Nike Tapınağı
Akropolis’teki tapınakların en küçüğüdür. M. Ö. 426 yılında yapılmıştır. Kabartma heykelleriyle tanınmıştır. Eskiden odalarının birinde zekâ ve sanat tanrıçası Athena’nın heykeli bulunuyordu.
Propyleia
Akropolis’in batısında, şahane bir giriş kapısıdır. M. Ö. 437-432 yıllarında mimar Mnesikles tarafından yapılmıştır. Propyleia, yapılışından 2.200 yıl sonra Berlin’deki Brandenburg Kapısına ilham kaynağı olacak kadar güzel bîr eserdi.
Akropolis’in hemen dışında Dionysos Tiyatrosu ile hatip Herodes Atticus’un yaptırdığı Odeion vardır.
Akropolis en parlak devrini Roma zamanında yaşamış, sonraları birçok istilalara sahne olmuştur. Bizanslılar V. yüzyılda paha biçilmez birçok heykeli İstanbul’a taşımışlar, 1458 yılında da Akropolis Türkler tarafından zaptedilmiştir.
1645 te Propyleia’ya düşen yıldırım, içine saklanan barutun patlamasına sebep olmuştur. O tarihten beri bu güzel eser harabe halindedir. 1687 yılında Parthenon da buna benzer bir akibete uğramıştır. Venediklilerin kuşatması sırasında, Türkler Parthenon’a barut depo etmiş bulunuyordu. Bir düşman teğmeni bunu bile bile Parthenon’u bombalamış ve bu büyük sanat eserinin infilak ederek bugünkü hale gelmesine sebep olmuştur. Olay sırasında 300 kişi ölmüştür.
XVIII. ve XIX. yüzyıllarda yabancı koleksiyon meraklıları en kıymetli heykelleri Batı memleketlerine taşıdılar. Bugün Akropolis’in hazine değerindeki heykellerinden çoğu British Museum (Londra) dadır. Bunları İngiltere’nin o zamanki Türkiye elçisi Lord Elgin, aldığı özel bir fermanla, götürmüş, eserler kendi adı verilen bir salona konmuştur. Paris’teki Louvre Müzesinde ve diğer bazı Avrupa müzelerinde de Akropolis’ten götürülmüş eserler vardır.
XIX. yüzyılın sonlarından itibaren Akropolis onarılmıştır. 1878 de bir Akropolis müzesi kurulmuş, birçok kıymetli eserler buraya konmuştur. Ayrıca Erekhtheion ve Propyleia da kısmen tamir görmüş, Parthenon’un bazı sütunları düzeltilmiştir.
Akropolis müzesi nedir
Akropol Müzesi, Yunanistan’daki Atina Akropolü’nün üzerinde yer alan müzedir. 1878 yılında kuruldu. Akropolün antik görünümünü bozmamak için müze yer altma yapıldı. Yüzeyden çok az bir bölümü görülür. Müzede daha çok Akropol’de ele geçirilmiş olan eserler sergilenmektedir. 1958’de yeniden düzenlenen müzede, Parthenon, Erekhtheion ve Athena Nike Tapınağı’na ait eserler ile arkaik çağa ait kuros (genç erkek) ve kore (genç kız) heykelleri dikkati çeker.