Akrep, eklembacaklıların örümcekgiller sınıfından, sıcak bölgelerde yaşayan, kıvrık, kalkık kuyruğunda zehirli bir iğnesi olan bir hayvandır. Boyu, türlerine göre 3-20 santim arasında değişir. Dört çift akciğerle solur. Karada ve gece yaşar. Etçildir, böcek ya da örümceklerle beslenir. Hiç besin almadan çok uzun zaman yaşar. Suya gereksinim duymaz. Kurak yerlerde, taş altlarında, yıkık yerlerde bulunur. Bazıları evlere girer. Sokması acı verir. Özellikle, Meksika’ da, Afrika’da ve Hindistan’da bulunan türleri öldürücüdür. Türkiye’de Marmara, Ege, Güney Anadolu bölgelerinde bulunur.
Akrep; vücudu kalın bir kitin tabakası ile kaplı olup, başı göğüs kısmıyla bitişiktir. Karın kısmı da halkalar halinde bir kuyruk gibi arkaya doğru uzamıştır. Bu son halkada ucu zehir kesesine bağlı iğne vardır. Akrep avını beş çift ayağının kıskaç şeklinde olan birinci çiftiyle tutar, arkasındaki iğneyle sokarak zehirini akıtır. Bu zehir küçük hayvanları hemen öldürür. İnsanda çok sancı verdiği gibi öldürücü de olabilir. Akrepler doğurarak çoğalırlar. Anaları yavrularını on beş gün kadar sırtlarında taşır. Türkiye’de bulunan cinsi Avrupa akrebi denilen küçük bir türdür. Tropikal akrep 20 santim kadardır, sokunca derhal öldürür.
AKREPLER
Akrepler, (Lat. Scorpianidae). Örümceğimsiler sınıfının bir takımıdır. 70 cins, 600 türüyle dünyanın nemli ve sıcak bölgelerinde yaşarlar. Uzunlukları 5-10 cm kadardır. Geceleri hareketlenirler. Vücudun karın bölgesi önde geniş, arkada dar olmak üzere iki bölümdür. Başın tepe ve yanlarında 2-5 çiftten oluşan nokta gözleri vardır. 4 göğüs, 13 karın halkası bulunur. Eşey delikleri karın halkalarından dışarı açılır. Kuyruğu oluşturan son halkanın ucu, delik ve iğne gibidir, içinde armuda benzeyen sağlı sollu iki zehir bezi vardır. Bazı türleri önlem alınmazsa 24 saat içinde ölüme yol açabilir. 60 kadar yavru doğururlar. Dişi erkekle çiftleştikten sonra erkeği parçalayıp öldürür. Dört çift akciğer aracılığıyla solurlar. Etçildirler, böcek ya da örümceklerle beslenirler. Ayrıca hiç besin almadan uzun* süre yaşayabilirler. Hiç besin almadan 1-2 yıl kadar yaşayabilen türlere rastlanmıştır. Gündüz gizlenirler, gece dışarıya çıkarak avlanırlar. Suya gereksinim duymazlar. Kurak yerlerde,taş altlarında, yıkık yerlerde bulunurlar. Bazıları evlere kadar girerler. Tehlike halinde kendi kendilerini sokarlar. Meksika, Hindistan ve Afrika’da yaşayan türlerin zehirleri öldürücüdür. Türkiye’de Marmara, Ege ve Güney Anadolu’da yaşarlar. Sarı akrep ve kara akrep türleri iyi bilinir.
AKREP ZEHİRLENMESİ
Akrep Zehirlenmesi. Akrep zehrini kuyruğunun son halkasında saklar. Bu halkanın ucunda bir sokma iğnesi bulunur. Son halka içinde zehir salgısını üreten iki bez ve bir kese vardır. Biriken zehir, bir kanal aracılığıyla iğnenin ucundan sokulan bölgeye boşaltılır. Akrepler yalnızca kendilerini savunma amacıyla rastlantı sonucu insanları sokarlar. Akrep zehiri içinde kanamaya neden olan hücreleri öldüren, kalp ve sinir hücrelerini bozan ve allerji yapan çeşitli maddeler bulunur. Akrebin sokmuş olduğu bölgede küçük bir iğne izi görülür. Burada 15 dakika ile 2 saat sonra şiddetli ağrı ve yanma duygusu ile sıcaklık artışı olur. Kızarıklık, morluk ve şişme görülür. Susuzluk duygusu, ağızdan salya akması, baş dönmesi, baş ağrısı, yutma güçlüğü, kusma, titreme, ter dökme, sayıklama, kramplar, vücudun uç bölgelerinde duyarsızlık gibi belirtiler ortaya çıkar. Ölüm genellikle koma, solunum felci ya da kalp durması sonucu, 12-48 saatte gelişir.
Akrep sokmasında yapılacak ilk şey, akrebin soktuğu bölgenin biraz yukarısından organı bağlamaktır. Bu ancak, kol ve bacaklar için geçerli bir önlemdir. Soktulan yerin üstü çok sıkı bağlanmalıdır. Sokulan bölgenin bağlanması, zehirin vücuda yayılma hızını azaltır. Daha sonra yapılacak işlem bu bölgenin buzla, dokuyu dondurmayacak ölçüde, soğutulmasıdır. Sokulan bölgenin 1 cm boyunda bir kesik ile yarılıp buradan zehrin emilmesi çok yararlıdır. Emme işlemini vantuzlarla yapmak daha doğrudur. Eğer böyle bir şey yoksa, bir plastik şişeden yararlanılabilir. Plastik şişenin ağzı kesildikten sonra vantuz gibi kullanılabilir. Eğer bunların hiçbiri yoksa o zaman, emme işlemini ağızda yarası olmayan biri gerçekleştirmelidir. Akrep sokmasında, hastanın en kısa yoldan bir hastaneye ulaştırılması gerekir. Burada akrep zehrine karşı hazırlanmış özel bir serumla hasta tedavi edilir, sıra hastada gelişebilecek olan solunum, kalp ve sinir sistemiyle ilgili bozukluklara karşı da önlemler alınır.