Buhar makineleri ve buharlı gemiler insanlık tarihinde yeni bir çağ açmıştır. Buhar gücünden yararlanılınca, bu güçle çalışan gemiler, lokomotifler, fabrikalar yapılmış, mesafeler kısalmış, üretim artmış ve endüstri devri başlamıştır.
İnsanlar çok eski çağlardan beri buhar gücünden yararlanmak istemişlerdi. Ama bu gücün ne olduğunu tam olarak bilmiyor, mekanik alana uygulayacak pratik bir yol bulamıyorlardı. İlk olarak Fransız fizikçisi Papin onyedinci yüzyılın sonlarında, sıvıların ve bazı katı maddelerin ısının etkisiyle gaz haline geçtiklerini ve bu gaz haline buhar denildiğini açıkladı. Papin önce “Papin Tenceresi” adı verilen, kapağı vidalı bir tencere icat etti. Tenceredeki buhar dışarı çıkamadığı için suyu 100 dereceden fazla ısıtmak mümkün oluyordu. Daha sonra Papin 1698 yılında ilk basit buhar makinesini yapmayı başardı. Madeni bir silindirin için deki piston buharın basıncı ile aşağı yukarı gidip geliyor, böylece buhar gücü mekanik enerjiye çevrilmiş oluyordu.
Papin’den sonra buhar makineleri üzerinde çalışmalar başladı. İlk başarılı buhar makinesini İskoçyalı bir mühendis olan James Watt yaptı.
Papin’in makinesinden pratikte yararlanılamamıştı. James Watt 1769 yılında, suyun kaynadığı kazanla, pistonun girip çıktığı silindiri bir boru ile ayırdı. Pistonu iten buhar serbest kalıyor ve hemen soğuyor, soğuyunca silindir geri geliyor ve yine taze buhar tarafından itiliyordu. James Watt, Birmingham şehrinde Boulton adında bir fabrikatörle ortak oldu. Buhar makinelerini seri halde yapmaya başladılar. İlk olarak buhar tulumbalarını meydana getirdiler. İngiltere’deki maden kuyularında su birikince bunların boşaltılması haftalar, aylar sürüyordu. James Watt’ın tulumbaları ile kuyular birkaç saatte boşaltıldı. James Watt ve ortağı buhar tulumbalarını maden sahiplerine bedava veriyorlar, onun işçilik ücretinden elde ettiği kâra ortak oluyorlardı. Birkaç yıl İçinde ikisi de servet kazandılar. Daha sonra buhar makinelerini yabancı Ülkelere satmaya başladılar. 1800 yılında dış ülkelere sattıkları buhar makinelerinin sayısı 1000’i aşmıştı. Aynı yıl İngiltere’de 289 buhar makinesi kullanılıyordu. 1810 yılında ise İngiltere’deki buhar makinelerinin sayısı 5000’i buldu. James Watt’ın buhar makinesinde silindir içinde ileri geri giden piston bir tekerleği hızla döndürmekteydi. Böylece buharlı gemilerde çarkı, lokomotifte tekerleği döndürmek de mümkün olacaktı.
James Watt’ın buhar makinesini gemilere uygulamak için İngiliz ve Amerikalılar otuz beş yıl süren çalışmalar yaptılar. İlk olarak Amerikalı mucit Robert Fulton 1807 yılında bu işi tamamladı, yanında buhar gücüyle çalışan bir çarkı bulunan “Clermont” adlı gemiyle Hudson nehrinde dolaştı.
Fulton’un yaptığı buharlı gemi açık denizlerde yolculuğa elverişli değildi. Ama birkaç yıl içinde hem İngiltere’de hem Amerika’da Okyanuslarda yolculuğa elverişli gemiler yapıldı. İlk buharlı geminin yapılmasından 12 yıl sonra “Savannah” adlı buharlı gemi Amerika’dan yola çıkıp Atlas Okyanusunu aştı ve 1819 yılında ingiltere’ye ulaştı. Eskiden yelkenliler bu yolculuğu üç ayda yaparlardı. Savannah ise bir çok aksiliklere rağmen 26 günde Liverpoifa varmıştı. Dönüş yolculuğunu ise 19 günde tamamladı.
Buharlı gemilerin yapılması ile yelkenli gemiler devri de tarihe karışmış oldu.