Akçe, Osmanlıların kullandıkları gümüş paradır. Diğer bir ifade ile Akçe; Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyıla kadar kullandığı, gümüşten basılmış olan para birimidir. Akçe sözlük anlamı ise küçük gümüş para, akça, her tür madensel para demektir.
Osmanlılar, kendilerinden önceki Türk devletlerinin kullandığı para birimlerini kaldırarak Akçe-i Osmani denen gümüş parayı kullandılar. Daha önce İsfahan Selçuklularında da akçe adı verilen bir para kullanılmıştı. Osmanlı Devleti kurulduktan sonra ilk akçe Bursa’da Orhan Gazi tarafından 1329 yılında basıldı. Beyaz para anlamında akçe (akça) adı verilen bu para, 1,5 dirhem ağırlığında 90 ayar (6 kırat) gümüşten kesilmişti.
İlk basılan 6 kıratlık akçelerden sonra 5, hatta 2.5 kıratlık akçeler de çıkarıldı. Bu durum ekonomiyi ve politik yaşamı etkiledi, pahalılık ve bazı mallarda darlık ortaya çıktı, bu yüzden de yer yer ayaklanmalar oldu. Bunun üzerine yeniden yüksek ayarlı akçeler çıkarılıp kullanıma verilmişse de düşük ayarlı paralar da toplanmadı; ancak 1613’te 10 akçe değerinde, 1 dirhem ayarında Onluk-u Osmani denen sikkeler çıkarıldıktan sonra toplanabildi. 1617’de 5,5 kıratlık, 4 akçe değerinde, adına kuruş denen bir para basıldı ve karşılığı 40 para olarak kabul edildi. Akçenin değerini yitirmesi üzerine, Avrupa ile ticarette kullanılmak üzere kesilmiş olan bu para, ekonominin bozukluğu nedeniyle akçenin yerini alamadı; sonraları büyük ayarlı akçeler de çıkarıldı. 19. yüzyılın ortalarında II. Mahmut döneminde, Rusya’ya ödenmesi gereken savaş tazminatı için düşük ayarlı gümüşten 5 akçe değerinde, adına beşlik denilen bir para çıkarıldı. Yine devlete ek gelir sağlamak amacıyla, iç piyasada düşük ayarlı akçeler kullanıldı. Ancak 1829 yılından sonra akçe kesimi yasaklanınca, kuruş akçenin yerine geçebildi.
Akçenin İsim Kökeni
İlk sikkesi gümüşten îmâl edildiği için Ak (beyaz, temiz, parlak) para mânâsında akçe denilmiştir. Ak akçe kara gün içindir atasözü de bu paranın beyaz gümüşten îmâl edildiğini ifade ettiği gibi, geçerliliğini de belirtmektedir. İlk zamanlar gümüş para mânâsında kullanılan akçe, on beşinci yüzyıldan sonra umûmî mânâda Osmanlı parası karşılığı olarak kullanılmıştır. Osmanlı para biriminde olan Akçe-i Osmânî adıyla kullanıldığı gibi, padişahların zamanlarına göre değişik isimler almıştır.
On beşinci asırdan itibaren para manasında kullanılan akçeye; Lala Yürgüç akçesi, Avarız akçesi, Geçer akçe, Kalp akçe gibi çeşitli adlar verilmiştir. Ayrıca değer düşüşü neticesinde; Züyuf akçe, Kırpık akçe, Kızıl akçe, Çil akçe adlarını da almıştır. Çürük akçe deyimi ile kullanılan para ise bakır sikkeyi ifade etmektedir.