Meşakkat; sıkıntı, zorluk, darlık, zahmet, güçlük, zahmet verici iş anlamlarına gelmektedir. Meşakkat çekmek; güçlüklerle karşılaşmak, sıkıntı çekmek, zorlanmak demektir. Meşakkate katlanmak ise güçlüklere, sıkıntıya dayanmak, göğüs germek demektir.
Meşakkat ile ilgili örnek cümleler
– Biz insanı meşakkat, imtihan ve çile yüklü bir hayata gönderdik. (Beled Suresi 4. Ayet)
– Elazığ’a kadar çektiği yol meşakkatlerini anlatıyor. (Peyami Safa)
– Yaşadığımız bu kadar meşakkate rağmen ayakta durabilmemiz çok güzel.
– İmtihan mihnet ve meşakkat çekmek demektir. Mihnet ve meşakkat tepelerini aşmak, zorluk ve güçlük vadilerini geçmek ise ancak sabra ve sebata bağlıdır. Sabırsız ve sebatsız insan zorluklara katlanmak istemez. (V. Yıldız)
– Günbegün artıyor meşakkat. (Âşık Veysel)
– Amma ben ve adamlarım atları aşağıda bırakıp eteklerimizi de toplayarak var kuvveti bazuya verip bin zahmet ve meşakkat ile çıktık.
– Yine on günlük meşakkatli Tâif yolculuğunda sâdece hristiyan bir köle olan Addâs’ın hidâyetine vesîle olmuştu. Bunun üzerine Tâif’te yaşadığı bütün acı hâdiseleri unutuvermişti.
– Peygamber Efendimiz (sav), nübüvvetin ilk üç yılını gizli dâvetle geçirmişti. Dâvetin gizli yapılması, Varlık Nûru’nun herhangi bir eziyet ve meşakkate mâruz kalmak korkusundan değil, dînî maslahatı muhâfaza etmek içindi. Zîrâ henüz teblîğin açıkça îlân edilmesi yönünde bir emr-i ilâhî vâkî olmamıştı. Şâyet bu dönemde İslâm açıkça îlân edilseydi, henüz yeni îmân etmiş olan çoğu fakir ve zayıf müslümanlar tehlikeye düşer, onların helâki ise dînin başlamadan yok olmasına yol açabilirdi.