Meşrep; bir kimsenin yaratılıştan gelen mizâcı, karakter, tabiat, ahlâk, huy, davranış biçimi, âdet, hareket, tavır, tutum, mânevî haz ve feyiz alınan yol; her insanın kendi mizâcına uygun olarak mânevi gıdâlarını, bilgilerini aldığı özel yol ve metodu. Mânevî susuzluğun giderildiği kaynak anlamlarına gelmektedir.
Meşrep ile ilgili örnek cümleler
– Bunların arasında bilhassa Vehbi Dede isminde Mevlevi bir musikişinas tanıdı ve meşrebine uygun buldu. (H. E. Adıvar)
– Kahveye her cins ve meşrepten insan geliyor. (A. H. Tanpınar)
– Kişilik genel çizgisi meşrep olarak bilinir. (N. Ataç)
– Bir kimse hakikaten Hz. Peygamber (sav)’in ahlakı, evsafı, ahvali ve meşrebi üzere olursa, arada bir nesep bağı olmasa dahi yine de gerçek anlamıyla Âli Muhammed’den ve Ehli beytinden olur. (İbn-i Haldun)
– İnsanoğlu, ilâhî imtihan muktezâsınca, mücâdeleci ve hakkı kabulde mütereddid bir yaratılışa sâhip olduğu için, Kur’ân-ı Kerîm âyetleri çeşitli meslek ve meşrep sahipleri için muhtelif misâllerle donatılmıştır; tâ ki herkes kendi hâline göre bir nasip alsın. Bu hakikat, âyet-i kerîmede şöyle beyân olunur; “Andolsun ki, Biz bu Kur’ân’da insanlara türlü türlü misâli gösterip açıkladık. Zîrâ insan çok hususlarda mücâdelecidir.” (el-Kehf, 54)
– Kemâller’in kâfilesi, Özbekistan’dan gelmiş bâzı hacılarla aynı binâda kalıyordu. Kemâller, yıllardır mübârek topraklara susamış olan bu Özbek grubuyla çabucak kaynaştı. Hepsi de tasavvuf ehli, derviş meşrep, tatlı yüzlü kimselerdi. Gün geçtikçe aralarındaki ahbaplık daha da derinleşti.