Eş Anlamlı ne demek ve Türkçede bulunan H harfi ile başlayan eş anlamlı sözcükler nelerdir? İşte Eş Anlamlı kelimeler ne demek ve H harfiyle başlayan eş anlamlı kelimeler ve anlamları.
Eş anlamlı, anlamdaş, müteradif veya sinonim; yazılışları ve okunuşları farklı anlamları aynı olan sözcüklere denir. Diğer bir ifade ile Eş Anlamlı kelimeler; yazılış ve okunuş bakımından farklı fakat anlamca aynı olan kelimelerdir. Bunlar cümlede birbiriyle yer değiştirdiklerinde cümlenin anlamında değişiklik ve bozulma olmaz. Eş anlamı (Anlamdaş) kelimelerin birisi genelde yabancı kökenlidir.
H ile başlayan eş anlamlı kelimeler
Hüküm: yargı, önem, egemenlik, şiddet.
Hürmet: saygı
Hür: özgür
Hürriyet: özgürlük
Hüviyet: kimlik
Hüzün: üzgünlük
Haber: havadis, söylenti.
Habib: sevgili
Hacet: gerek, gereklik.
Hadise: olay
Hakimiyet: egemenlik
Halik: yaratan
Haberleşmek: mektuplaşmak, telefonlaşmak, muhabere etmek,
Haberdar: haberli,
Haberci: ulak.
Habis: kötü.
Hafakan: sıkıntı,
Hafıza: bellek, anlak,
Hafi: gizli, saklı,
Hafif: kolay, hoppa, az, fazla olmayan
Hafiflemek: ağırlığı azalmak, kolaylaşmak, şiddeti azalmak.
Hafifsemek: önemsememek, küçümsemek, mühimsememek.
Hafriyat: kazı.
Hain: zararlı.
Hak: Allah, Tanrı.
Hak: adalet, doğruluk, emek, pay, kazanç
Hakaret: aşağılama,
Hakça: doğrulukla,
Hakeza: öyle.
Hakikat: gerçek,
Hakikaten: gerçekten,
Hakikatli: vefalı,
Hakikatsiz: vefasız,
Hâkim: egemen, yargıç,
Hakkaniyet: hak, adalet,doğruluk,
Hakir: değersiz, hor, adî.
Haklamak: hakkından gelmek, yenmek,
Haklı: doğru, yerinde, uygun,
Haksever: doğrucu,
Hâl: durum,
Hâlâ: henüz,
Halis: temiz, katışıksız, arı, saf.
Hâlsiz: derman, yorgun, bitkin.
Halûk: ahlâklı,
Ham: olmamış, işlenmemiş,
Hamarat: becerikli,
Hami: koruyucu, kayırıcı,
Hamile: gebe.
Hamle: atılış, saldırış,
Hane: ev, konut,
Hantal: kocaman, kaba.
Harap: yıkık, viran,
Hararet: sıcaklık,
Hararetlenmek: canlanmak,çoşmak, kızışmak,
Hararetli: coşkun,
Harcamak: sarf etmek,
Haris: doymaz, aç gözlü, hırslı, istekli,
Harp: savaş,
Has: özgü.
Hasbıhal: dertleşme, söyleşi,
Hasılat: ürün, gelir,
Harç: masraf,
Harcırah: yolluk,
Hareket: devinme, davranış, zelzele, cereyan, akım.
Hareketsiz: durgun,
Harıl harıl: bol bol.
Harici: dıştan,
Hariç: dış.
Harikulade: olağanüstü,
Hasım: düşman,
Hasis: cimri.
Hassas: duygulu, içli, alıngan,
Hassasiyet: titizlik,
Hastalık: illet,
Haşarat: böcekler,
Haşarı: yaramaz,
Haşin: sert, kinci, katı, gaddar.
Haşinlik: sertlik,
Haşlamak: paylamak, azarlamak,
Haşmet: görkem,
Hat: çizgi, yazı, yol.
Hata: yanlış, yanlışlık,
Hatıra: anı.
Hatırlamak: anımsamak,
Hatırlatmak: uyarmak, ihtar etmek,
Hatun: kadın, havadis: haber,
Havalı: havadar,
Havai: Değersiz, uçan, hoppa.
Havali: çevre, dolayı, bölge,
Hayâ: utanç, sıkılma,
Hayal: düş.
Hayâsız: utanmaz, arlanmaz,
Hayâsızlık: utanmazlık,
Hayat: yaşam, ömür, canlılık,
Hayatî: önemli, yaşamla ilgili,
Haydut: eşkiya.
Hayıflanmak: acınmak, üzülmek,
Hayın: hain.
Hayır: Lütuf, iyilik, fayda, yarar, sevap,
Hayırsever: yardımsever, hayırsever, iyilikçi.
Hayırsız: vefasız, yararsız,
Haylaz: afacan,
Hayret: şaşma,
Hayli: çok, epey.
Haysiyet: onur.
Hayran olmak: şaşmak, duygulanmak,
Hazan: sonbahar,
Hazır: hazırlıklı, tetikte, amade.
Hazım: sindirme,
Hazırlop: emeksiz,
Hazin: üzücü, acıklı, elim.
Hazmetmek: sindirmek,
Hazzetmek: hoşlanmak, beğenmek.
Hedef: amaç, erek, ülkü.
Hediye: armağan,
Hekim: doktor,
Helâ: tuvalet, apteshane, yüz numara,
Hele: özellikle,
Hemen: çabucak,
Henüz: şimdi, az önce.
Hep: daima, tamamiyle.
Hesap: aritmetik, tahmin, oranlama,
Hezimet: bozgun,
Hımbıl: miskin, budala, tembel, uyuşuk,
Hır: kavga, dalaş,
Hırçın: huysuz,
Hırs: aç gözlülük, tamah, öfke.
Hırslanmak: öfkelenmek,
Hesaplamak: saymak,
Hesaplı: ölçülü, tasarlanmış,
Heves: istek, arzu.
Heyhat: yazık,
Heykelcilik: heykeltraşlık.
Hırsızlık: çalma,
Hısım: akraba.
Hışım: öfke.
Hıyanet: hainlik, ihanet, vefasızlık, aldatma.
Hız: çabukluk, sürat,
Hızlı: süratli,
Hibe: bağış,
Hicap: utanma, utanç,
Hiciv: yergi,
Hile: entrika, dolap, oyun, düzen,
Hilkat: yaradılış,
Himaye: korunma, esirgeme,
Himmet: kayırış, yardım, emek.
Hikâye: öykü.
Hilâf: ters, aykırı, yalan,
Hipotez: varsayım,
His: duygu, sezme,
Hisli: duygulu,
Hissedar: paydaş,
Hissi: duygusal,
Husus: iş, konu, madde, özellik.
Hükümlü: mahkûm,
Hükümranlık: hâkimiyet,
Hükümsüz: geçersiz,
Hüner: ustalık,
Hünkâr: padişah.
Hüzünlü: üzücü, üzgün.
Hususî: özel.
Hususiyet: özellik, ahbaplık,
Huysuz: geçimsiz,
Huzur: rahatlık, dinçlik, kat, makam,
Huzursuz: tedirgin,
Hücum: atılma, saldırma.
Hususuyle: özellikle,
Huy: mizaç, yaradılış, tabiat, âdet.
Huylanmak: işkillenmek,
Hitabe: söylev,
Hizmet: görev, iş, kulluk.
Hizmetçi: uşak.
Hizmetli: müstahdem,
Hor: değersiz, aşağı,
Hoş: beğenilen, güzel,
Hoşgörü: tahammül, müsamaha, tolerans.
Hoşlanmak: sevmek, beğenmek,
Hoşnut: memnun,
Hoşsohbet: şakacı,
Hububat: tahıl.
Huda: Tanrı, Allah, Çalap.
Hudut: sınır.
Hudutsuz: sınırsız, sonsuz,
Hulâsa: özet, kısacası,
Hülya: kuruntu, hayal,
Huraç: çıban.
Husumet: hasımlık, düşmanlık.
Hicran: ayrılık,
Hiddet: öfke, kızgınlık.