Aforoz, Hıristiyanlık ve Musevilikte dinsel suç işleyenlere karşı verilen cemaatten kovulma cezasıdır. Bu dinsel ceza, ilk olarak Musevilikte, daha sonra ve daha yaygın olarak Hıristiyanlıkta uygulandı. Özellikle Ortaçağda aforoz, papaların elinde, imparatorları, kralları bile korkutup sindiren bir silah haline geldi. İki Hıristiyan mezhebinde, Katoliklerde ve Protestanlarda aforoz değişik biçimlerde uygulanır. Katolik aforozunun iki türlü olduğu 12. yüzyılda Papa III. Coelistunus tarafından açıklandı. Papa IX. Gregorius da Büyük Aforoz ve Küçük Aforoz olmak üzere bunlara son biçimini verdi. Büyük aforoz cezasına çarptırılanlar, kilise âyinlerine katılamaz, takdis edilmez, katolik mezarlığına gömülmez ve kilisede herhangi bir görev alamazlardı. Bu gibilerle herhangi bir ilişki kurmak da yasaktır.
Küçük aforozla cezalandırılan kişiyse takdis edilmez ve bazı kazançlardan yoksun bırakılırdı. 1869’dan sonra küçük aforoz uygulaması kaldırıldı. Bu iki aforoz dışında, bir ölçüde daha hafif sonuçlar doğuran Terendae sententiae aforoz ile Latae sentantiae denilen aforoz türleri de vardır.
Protestan aforozu ise özellikle Calvin ilkelerinin sıkı sıkıya uygulandığı kiliselerde, günümüzde de yürürlüktedir. Protestan aforozuyla cezalandırılanların çocuklarının dinsel eğitimleri vaftiz ana-babasına bırakılır. Bunlar cena ayinine alınmaz, evlenmeleri takdis edilmez, günah çıkartma hakları bir yıl için geri alınır ve gerekirse adları kilise defterinden silinir. Vitandi denilen aforozlularla hiç kimse görüşemez. Tolerati denilen aforozlularsa Hıristiyanlarla ilişki kurup görüşebilirler.
Musevi aforozu, Tevrat’ta hükme bağlanmıştır. Yortuyu kutlamamak, sünneti kabullenmemek gibi Tevrat tarafından büyük sayılan bir günah işleyen kişi, bağlı bulunduğu dinsel topluluktan çıkarılırdı. Musevilikte; herem yani topluluktan çıkarılma aforuzuna uğrayan kişi hiçbir dindaşıyla ilişki kuramazdı. Nidui denilen küçük aforoza uğrayanlarla yalnızca ailesinin üyeleri, uşak ve hizmetçileri ilişki kurabilirlerdi. Aforoz edilen en ünlü Musevi, düşünür Spinoza”dır. Müslümanlıkta ise aforoz ya da aforoza benzer böyle bir uygulama yoktur.