Afganistan nerede ve Afganistan başkenti neresidir? İşte Afganistan bayrağı, başkenti, bitki örtüsü, iklimi, ekonomisi, yüzölçümü para birimi, coğrafi konumu, komşuları, Afganistan tarihi gibi ülke hakkında tüm ayrıntılar.
Afganistan, resmî adıyla Afganistan İslam Cumhuriyeti, Orta Asya’da bulunan bir devlettir. Afganistan başkenti Kabil, para birimi Afgani’dir. Afganistan halkın’ın %99’u Müslüman’dır. Bunların %80’i Sünni, %19’u Şii Müslümandır. %1’i ise diğer dinlere mensuptur. Afganistan’ın önemli şehirleri ise Kabil, Kandehar, Herat, Mezar-ı Şerif, Celalabad ve Kunduz’dur. Afganistan dili Peştuca ve Afgan Farsçası olup yüzölçümü 652.237 km²’dir. Afganistan nüfusu 2017 yılı rakamlarına göre 35,53 milyon’dur.
Afganistan 6 ülke ile sınır komşusu yapmaktadır. Güney ve doğudan Pakistan, batıdan İran, kuzeyden Özbekistan ile çevrilidir. Kuzey doğuda Amuderya Irmağı, Tacikistan ile doğal bir sınır çizer. Kuzeydoğuda Hindukuş Dağları’nda, Langar Kenti yakınında, Çin ile çok kısa bir sınırı vardır. Ülke, ticaret ve ulaşım yolları üzerinde önemli bir kavşak noktası oluşturur. Kuzey Asya, Güney Asya’ya, Ortadoğu ve Avrupa, Uzakdoğu ve Hindistan’a, Afganistan’da kesişen yollarla bağlanır.
Afganistan Yüzey Şekilleri
Afganistan, ortası ve kuzeydoğusu dağlık bir yayladır. Kuzey Pakistan’dan başlayan ve Kuzeydoğu Afganistan’ın içlerine kadar uzanan Hindukuş Dağlan dünyanın ikinci yüksek dağ sistemidir (en yüksek noktası Afganistan-Pakistan sınırında 7.695 m yüksekliğindeki Tiriç Mir Dağı’dır). Ülke içlerinde bulunan öteki önemli dağlar, Sefid Kuh (4.380 m), Kuh-i Baba (5.143 m) ve Sikaram’dır (4.755 m). Hindukuş Dağlan, kuzeyde yüksekliği 6.000 m’ye ulaşan Pamir Yaylası’nda son bulur. Kuzeybatıda Badgis, Amu Derya Irmağı boyunca uzanan Afganistan-Türkistan Yaylası, Herat ve Henirud Irmağı ovaları ve Kâbil Irmağı vadisi, ülkenin önemli düzlükleridir. İndus Irmağı’nın bir kolu olan Kâbil Irmağı dışmda, Afganistan’ daki tüm ırmaklar, göl ya da bataklıklarda son bulur. Önemli ırmaklar, Kâbil, Herirud, Harat, Farahrud ve Hilmed’dir. Göller genellikle bataklıklarla iç içedir. Güneybatıda Hamun-i Saberi, en geniş bataklık bölgedir.
Afganistan İklimi
Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve az yağışlı geçer. Ülke genelinde kara iklimi egemendir. Yazlarında sıcaklık 45°C’ye yükselirken, kışlar ulaşımı engelleyecek kadar sert ve soğuk geçer. Başta Herat ve Seisman yörelerinde olmak üzere, şiddetli kum fırtınaları, sert ve kuru rüzgârlar görülür. ülkenin doğusu, Hindistan’dan gelen muson rüzgârlarının etkisiyle hafif yağış alır; öteki kesimlerde yağış ancak kışın görülür. Kâbil’de 372 mm olan yıllık yağış ortalaması, kurak bölgelerde 200 mm’ye kadar düşer.
Afganistan Bitki Örtüsü ve Hayvanlar
Ülke topakları yüksek dağlarda Alp tundralarından, öteki bölgelerde ise bozkır ve çöllerden oluşur. Yağışların daha bol olduğu kesimde kozalaklı ve yapraklarını döken ağaçlardan oluşan ormanlar bulunur. Yaygm bitki örtüsü, yüksek kesimlerde tundralar, öteki bölgelerdeyse çöl ve bozkır bitkileridir. Yalnızca yağışlı doğu bölgesinde, başta çam olmak üzere, ormanlık alanlar vardır.
Ülkedeki hayvan toplulukları yarı tropikal iklim kuşağına özgüdür. Yüksek dağlarda ilginç bir biçimde kıvrılmış boynuzlarıyla dikkati çeken yaban keçisi ve koyunlar bulunur. Yaylalarda ve ovalık yörelerde koyun ve at yetiştiriciliği önemlidir.
Afganistan Ekonomisi
Tarım: Afganistan’da ekilebilir toprakların toplamı 14 milyon hektardır (toplam yüzölçümün ancak % 6’sı) ve 5.3 milyon hektarda sulamalı tarım yapılabilmektedir. Buğday, arpa, mısır ve pirinç yetiştirilen başlıca ürünlerdir. Buğday temel üründür. Tahılların yanı sıra, pamuk, yağlı tohumlar ve şekerpancarı üretimi yapılmaktadır. Meyvecilik de önemlidir (özellikle, şeftali ve üzüm). Afganistan’da toprakların büyük bir bölümü ekime ve sulamaya elverişli değildir.
Hayvancılık: Havyancılıkta koyun yetiştiriciliği önemli yer tutar. 5 milyonu, dericilikte ünlü karakul türü olmak üzere 20 milyondan çok koyun yetiştirilir. Bu koyunların etinden de yararlanılmakla birlikte derileri başlıca dışsatım ürünlerinden biridir. Her yıl 10 bin ton yün ve 2 milyon karakul derici satılır, yün ve deri dış satımının bir bölümü Pakistan üzerinden Amerika’ya gider. Bunların yanı sıra, keçi, sığır, at, deve, katır, kümes hayvanları yetiştirilir.
Doğal Kaynaklar: Ülke doğal gaz rezervleri açısından çok zengindir. 1980 ‘de, yılda 2.4 milyar metreküp kapasiteli bir doğal gaz tesisi kuruldu. Bunun yanı sıra yeni bulunan petrol kaynaklarının işletilmesi durumunda ülke gereksiniminin karşılanacağı sanılmaktadır. Demir filizi, bakır, petrol, kömür, asbest, krom, sülfür, lapislazuli, altın, gümüş, berilyum öteki yeraltı kaynaklarıdır.
Afganistan toplum yapısı
Toplum yapısının temelini dinsel inançlar ve gelenekler belirler. Hemen tümü aşiret, köylü halk, ülkenin gelişimi için yapılmaya çalışılan her tür yeniliğe karşı çıkmıştır. 1978’den başlayarak uygulanmaya çalışılan sosyalist kalkınma modeli de tepki görmüştür. Nüfusun büyük çoğunluğunu Hint Ari kökenli Paştular (%60) oluşturur. Öteki etnik topluluklar, Tacikler (%30), Hazarlar (%3), Türkmen ve Özbekler (%5) çeşitli küçük Hint-Ari gruplandır.
Paştular, kendi dilleri olan Paştuca, Tacikler Farsça, Türkmenler, Özbekler ve Kırgazlar Türkçenin değişik lehçelerini, Hazarlar ve bazı Hint-Ari toplulukları Farsça’nın bir kolu olan Dari dilini konuşur.
Afganistan’da toplumun genel kesimi özellikle Paştu ailelerden oluşan boylar biçimindedir. Boylar, toprakları elinde tutan aileler tarafından yönetilir. Afganistan’da birliği ve merkezi yönetimi tarih boyunca engelleyen boylar, her zaman aralarında çekişmişler ve yönetime karşı çıkmışlardır. Zaman zaman Şah’a yapılan bağlılık yeminleri boyları biraraya getirmişse de, bu bağlılık, Şah’ın boyların çıkarlarını koruyabilme başarısına bağlı kalmıştır. Şah’ın her değişiminde boylar arasında üstünlük çekişmesi patlak vermiştir. Afganistan bir tarım toplumudur. Tabanda geniş halk yığınları, ortada küçük bir orta sınıf, tepedeyse sınırlı sayıda bir seçkinler sınıfı bulunur. Geniş halk kitleleri (Nüfusun %95’i) küçük çiftçi, küçük esnaf ve memurlardan oluşur. Orta tabakada daha varlıklı çiftçiler, orta dereceli memurlar ve ordu üyeleri yer alır. Günümüzde yavaş da olsa, gelişmekte olan eğitim ve uzmanlaşma orta sınıfa olumlu katkıda bulunmaktadır. Ülkenin üst sınıfını, boy beyleri, büyük toprak sahipleri ve üst düzeydeki ordu ve din adamları oluşturur. Din adamları, dinsel etkinlik ve saygınlıklarının yanı sıra, ülkenin politik ve
ekonomik alanlarında da söz sahibidir. Ülkenin dışında eğitim görmüş aydınlar, yüksek memurlar ve subaylar, son yılarda güç kazanmış ve Afganistan’ın toplumsal yapısının değişiminde etkili olmaya başlamışlardır. 1964’te çıkarılan bir yasayla, kral ailesinden olanların yüksek düzeyde görev almaları yasaklandı. 1978’de, yönetimi ele alan komünist hükümet, değişim sürecini daha da hızlandırmış oldu.
Afganistan Tarihi
Afganistan, Asya’da bir geçit yeri olması bakımından, daha Milâttan çok önceki zamanlardan itibaren birçok kavimlerin istilasına uğramıştır. M. Ö. 500 tarihinde, İran’da kurulan Ahmanis devletinin bir parçası idi. M. Ö. IV. yüzyılda Büyük İskender Ahmanis imparatorluğunu yıkarak Afganistan’ı işgal etti. İskender’in ölümünden sonra idare Seleukos Nikotar’a geçti/ fakat arkadan Partlar memleketin batı kısmını işgal ettiler. M. Ö. 130 yıllarında da Sakalar Doğu Afganistan’ı idareleri altına aldılar.
Bundan sonra 200 yıl içinde Çin’in kuzeyinden sürülen Yueçiler buraya yerleşerek Kuşan adı ile bir hükümet kurdular. Bu devlet VII. yüzyıldaki Arap istilasına kadar yaşadı, ondan sonra da Kuşan prensleri Kabil bölgesinde kurdukları Turüşka adındaki hükümeti devam ettirdiler.
Afganistan tamamen Halifelerin hükmü altına girdi. IX. yüzyıla kadar Halifelerin gönderdiği/ Horasan valiliğine bağlı memurlar tarafından idare edildi. IX. yüzyılda Süstan’da yeni bir hanedan kuran Safaroğullan Afganistan’a hâkim oldular. Bundan sonra memleket XV. yüzyıla kadar sırasıyla Samanoğulları, Gazneliler, Gurîler, Harzemşahlar ve Moğolların istilasına uğradı, Timur’un ölümünden sonra da Özbekler ve Safeviler arasında paylaşıldı. XVI. yüzyılda, Kabil dahil, bazı kısımları Hindistan’ın bir vilayeti haline geldi. Kandehar ve çevre bölgesi ise İranlıların elinde kaldı.
Bu bölge 1708 de İranlıları kovarak bağımsız bir devlet kurdu, bunlardan Afşar Türklerinden Nadir Şah 1736 da kendisini hükümdar ilan etti, ertesi yıl da Kandahar ve Kabil’i aldı. 1747 de, Nadir Şahın öldürülmesi üzerine, Ahmet Han adında bir genç kendisini şah ilân etti. Fakat Afganistan XIX. yüzyıla kadar gene karışıklıklardan kurtulamadı, memleket zaman zaman parçalandı. 1839 da Şah Şüca ile anlaşan İngilizlerin işgali altına girdi. Birkaç yıl sonra halk ayaklandı, şiddetli karışıklıklar çık-tı. İngilizler Dost Muhammed’le anlaşma yapmak zorunda kaldılarsa da oğlu Şir Ali zamanında, 1878 de yeniden Afganistan’ı işgal ettiler. Sürüp giden kargaşalıklar 1919 da Amanullah Han’ın iktidarı almasından sonra da devam etti. Nihayet 1929 da Nadir Şah idareyi ele aldı, onun öldürülmesinden sonra da 1933 te Zahir Şah başa geçti.
Günümüzde Afganistan dünyanın en karışık bölgelerinden birisidir. Rus işgali ve bu işgal yıllarından sonra gelen bağımsızlık ardından 11 Eylül saldırıları sonrası yeniden işgal edilmesi ve terör olayları ile sürekli anılan dünyanın en az gelişmiş bölgelerinden birisidir.