Müheymin ne demek yani El Müheymin isminin anlamı nedir? İşte El Müheymin arapça yazılışı, Allahın 99 ismi (esmaül hüsna) El Müheymin ne anlama geliyor hakkında bilgi.
المهيْمن Müheymin; kâinatın bütün işlerini gözetleyip yöneten; bütün yaratıklarını gözetip koruyan; korkulardan emin kılan demektir. Diğer bir ifade ile Müheymin ism-i şerifi; gözetleyen ve koruyan manasındaki şahit, emin ve hâkim anlamlarına gelir.
El Müheymin esması, kullarına asla zulmetmeyen; her söylediği ve yaptığına güvenilen; bütün kullarını hükmü altına alan; olup biten her şeyden haberdâr olan ve Peygamberi’ne indirdiği vahyin doğruluğuna tanıklık eden; kullarını dâimâ gözetim altında bulunduran; mü’minlere güven, sevgi ve huzur veren demektir.
Müheymin gözetleyendir!
Yüce Rabbimiz varlıkları yaratıp vücuda getirdikten sonra onları başıboş bırakmamıştır. Çünkü O Müheymin’dir. Yani yarattıklarını görür, gözetler, murakabe (kontrol) eder. Kullarının amellerini, hallerini görür. Gizliyi ve açığı bilir. Onların sözlerini, şükürlerini, şikâyetlerini, yalvarışlarını işitir; her anlarına şahitlik eder.
İbn-i Abbas, Müheymin ism-i şerifini şöyle tanımlar; “Kullarını amelleriyle birlikte görüp kendisine hiçbir şey gizli kalmayandır.” Bu anlamlara işaret eden ayet-i kerimelerde şöyle buyrulur:
“Allah her şeyin üzerinde şahit olandır.” (Buruc / 9)
“Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır).” ( Rad / 33)
Müheymin koruyandır!
Cenab-ı Hakk’ın yarattığı varlıkların her hallerine şahit oluşu; onları korumayı da beraberinde getirir. “… Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı…” (En’am / 34) Ayet-i kerimesinde de işaret edildiği gibi kulları için tespit ettiği hakları, adaletiyle ve ihsanıyla korur. Varlıklar için koyduğu kanunlarla bu korumayı bir hak olarak vermiştir. Ki O Yüce Yaratıcı hakları yerine getirendir.
Allahın 99 İsmi ve Anlamları Detaylı Bilgi İçin Tıklayın!
Kâinatın, ins ve cinnin fiillerini tanzim eden kanunlara göre varlıkların bütün haklarını muhafaza eder. Her varlığı yetiştirip varacağı noktaya ulaştırırken zarar ve sıkıntılarını giderip acır, ihtiyaçlarını giderir. Koyduğu bu kanunlara göre belirlediği ömür olur, rızık olur veya iyi amellerinin neticesi olan sevaplar olur. O, bunları zayi etmez.
Rabbimizin zatından olup sonsuz olan kudreti; bu hakları vermekten aciz olmadığı gibi ilmi, hikmeti, adaleti, rahmeti de muhafazayı gerektirir. Bunları yaparken de ne kendisinden ne de mülkünden hiçbir şey eksilmez. Haşa ve kella ne cimrilik ne unutkanlık ne yanılma ne de başka bir sebeple bu sevapları çok görüp eksiltme, gizleme gibi haksızlıkları yapmaz, onları korur. Günahkârların da amellerinin karşılığı olan cezalarını arttırmaz.
İmam-ı Gazali bu manaları ihtiva eden Müheymin ism-i şerifi hakkında şu tespitlerde bulunur; “O, yaratmış olduğu mahlûkatının, amelleri, rızıkları, ecellerini “bilip”, “muhafaza eder”. Her muhafaza ile memur olana müheymin derler. Bir şeye göz-kulak olan kişi o şeyin koruyucusu ve müheyminidir demektir” der ve bu kelimenin manasındaki gözlemek ve muhafaza etmenin tam olarak Allah-u Teâlâ için söz konusu olduğunu söyler. Çünkü sonsuz ilme, hikmete ve kudrete sahip olan O’dur ve hükümdarlığı ile her şeyi hükmü altına alandır.
Rabbimiz kutsal kelamını da “Müheymin” sıfatıyla vasıflandırmış ve şöyle buyurmuştur; “Sana da (Ey Muhammed) geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan (Müheymin) kitabı hak ile indirdik…” (Maide / 48)
Müfessirler bu ayet-i kerimede geçen “Müheyminen aleyh” ifadesini ‘önceden gelmiş semavi kitapların varlıkları ve doğrulukları hakkında şahitlik eden, tasdik eden, emin koruyucu, onların taşıdığı bütün güzelliklere ve onlarda bulunmayan yüce vasıflara da sahip ve hâkim olan’ diye tefsir ederler.
Mesela Elmalılı, tefsirinde şu tespitlerde bulunur; “Diğer kitaplar üzerinde emin bir nezaretçi, şahit, kontrolcü ve hâkim olmak üzere hakkıyla indirdik. Ki bu kitap hem Müheymin (koruyucu) olan Cenab-ı Hakkın bizzat muhafazası altında olarak bozulma ve tahriften uzak kalacak hem diğer kitapların amel edilmesi gerekli olarak içermiş oldukları “doğru hükümleri” kaybolma ve bozulmadan koruyacak, şahitliğiyle hakikatleri düzeltecek ve zamanı geçmiş olanları iptal edecek. Bu kitap onlar üzerinde tasdik ve teyidine başvuruda bulunulacak emin bir merci, bir koruyucu ve murâkıp, bir hak şahit olacaktır.”
Konu hakkında Üstad Bediüzzaman; Kur’an-ı Hâkim’in, ittifakla ümmi ve emin bir zatın lisanıyla Hazreti Adem aleyhisselamın zamanından ta Asr-ı Saadet’e kadar, Enbiyaların mühim hallerini ve ehemmiyetli olaylarını zikrettiğini, Tevrat ve İncil gibi kitapların tasdiki altında gayet kuvvet ve ciddiyetle haber verdiğini, önceden gönderilmiş o kitapların ittifak ettikleri noktalarda onları onayladığını, ihtilaf ettikleri bahislerde de hakikati beyan ederek olay ve durumları doğru anlamlandırdığını söyler. Üstadın da işaret ettiği gibi Kur’an-ı Kerim bütün geçmiş kitapların güzelliklerini ve eski şeriatlarının temel prensiplerini, esaslarını cem ettiğinden, usulde bazı değişiklikler ile dini mükemmelleştirmiştir. Hikmet ve maslahat gereği zaman ve mekân değişiminin tesiriyle değişim ve dönüşüme maruz kalan şeriatın füruat (dallar) kısmında müessis (tesis edici) olmuştur.
Rabbini Müheymin olarak tanıyan takva ehli; onu gören, gözeten, her şeyine tanıklık eden, sevapları dâhil bütün haklarını muhafaza eden bir koruyucu ve şahidin olduğunu bilir. Bu bilgi onun haline ve ameline yansır. Kendini kontrol altında tutmaya, eksiklik ve yanlışlarını anlamaya, düzeltmeye ve istikameti muhafaza etmeye çalışır.
El-Müheymin Esmasının Zikri, Faziletleri ve Faydaları
El-Müheymin ism-i şerifini devamlı okuyarak zikretmeyi vird haline getirenler unutkanlık sorunlarından kurtulur. İnsanların düşüncelerini anlar ve korunurlar.
El-Müheymin esmasını zikretmeye devam edenler, gizli sırlara erişirler.
El-Müheymin ism-i şerifini yatsı namazı sonrasında zikir sayısı olan 145 kez okuyup, hiç konuşmadan sağ tarafına yatılarak uyunursa, kişiye rüyasında olacaklar haber verilir.
Sakin ve huşu içinde bir yerde 100 kere El-Müheymin ism-i şerifini okumak, kişinin kalbini nurlandırır.
Her gün, güneş doğmadan önce 145 kere “Ya Müheymin celle celâlühû” zikrine devam eden kimsenin kalbine çeşitli ilhamlar doğar.
Her gün 145 kere “Ya Müheymin celle celâlühû” zikrine devam eden kimse her türlü kötülüklerden korunur ve herkes tarafından sevilir.
El-Müheymin ism-i şerifi belirtilen miktarda zikredilirse, her şeyden evvel manevi duyguları ve melekeleri kuvvet kazanacağı için rakibine üstünlük sağlar. Herkes tarafından sevilen ve sayılan birisi olur.
El-Müheymin esmasını devamlı okuyan kimse karşısındaki kişiler için emniyet telkin eder ve sözlerine güvenilir. Ailesi ve yakınları tarafından sahip olduğu güven sayesinde manevi bir hakimiyet ve üstünlük sağlar, aile fertleri sözünden çıkmaz, danışarak iş yaparlar.
Her türlü sıkıntı ve bunalımdan, zorluk ve darlıktan kurtulmak için El-Müheymin ism-i şerifinin zikrine devam etmekte büyük fayda vardır.
Hz.Yunus(a.s)’ın, balığın karnında El-Müheymin ism-i şerifinin zikrine devam ettiği ve bu sayede zikir saati olan müşteri saatinde Yüce Allah’ın izniyle kurtulduğu söylenmektedir.
El-Müheymin ism-i şerifinin zikrine devam eden kimselere manevi sırlar açılır, bilmediği ilimlere ve sırlara kavuşur.