Bütün deniz yollarında petrol taşıyan akaryakıt gemileri dolaşır. Petrol gemisi, sarnıç gemisi ve tanker de denilen bu gemilerin 5.000 tondan 500.000 tona çıkarılan tonajları yakında 1.000.000 tona ulaşacak. Boyu 400 metreyi, eni 60 metreyi aşan, su içindeki derinliği 30 metreyi bulan dev bir akaryakıt gemisi, Güney Afrika’dan dolaşarak 15 günde Ortadoğu’yu Avrupa’ya bağlar.
Bir akaryakıt gemisinin planlanması, yapımı ve işletilmesinde birtakım ticaret kurallarına dikkat edilmesi şarttır: sürat, güvenlik, ucuza maletme gibi. Petrolün doldurulduğu depolar, doğrudan doğruya geminin yapısından bir parçadır. Hemen hemen geminin bütün hacmini bu depolar kaplar.
Sintine kısmı, geminin taşıdığı akaryakıt miktarı ne olursa olsun en iyi dengeyi sağlayacak şekilde yerleştirilmiş, sıvıları ve ateşi geçirmeyen, enine bölmelerle «sarnıç» denilen daha küçük bölümlere ayrılmıştır. Yükleme ve boşaltma, merkez depodan başlayarak, petrolün doğrudan doğruya depolara akıtılması şeklinde yapılır. Bir elektronik beyin, petrolün geldiği boru şebekesinin vanalarına kumanda ederek, yükün otomatik olarak, dengeli bir biçimde dağıtılmasını sağlar. Aşağı yukarı bütün tankerlerin makineleri buhar türbinli ya da dizel motorludur. Bu makineler, bir güvenlik tedbiri olarak, mürettebat yerleriyle birlikte arkaya, yükten uzak bir yere yerleştirilmiştir. Kaptan köprüsü bütün gemiye egemendir. Her şeyin otomatik olduğu bu dev gemilerin en iyi çalışma ve güvenlik koşulları altında yönetilmesini sağlamak için elli kişilik bir mürettebat yeter. Bir petrol gemisinin bir limanda yirmi dört saatten fazla kaldığı pek enderdir. Tekrar yükleme yapmak için petrol kuyularına dönmeden önce, içeride kalan tehlikeli ve yanıcı gazları temizlemek üzere bütün sarnıçlar yıkanır ve yarıya kadar deniz suyu ile doldurulur. Safra yerine geçen bu su sayesinde gemi, rüzgârın ve dalgaların etkisine dayanabilir.