Askerlikte de uygulama alanı olmakla birlikte, motorsuz uçaklarla yapılan «yelken uçuşu» herşeyden önce heyecan verici ön spordur. Ancak, her yaşta yapılabilen bu zevkli spor için ılıman iklimli ülkelerde ilkbahar ve yaz aylarını beklemek gerekir. «Planörcüler». planör denilen motorsuz uçaklarla gökyüzünde kocaman bir kuş gibi süzülerek uçabilirler. Yani planör, hava akımlarının yardımıyla uçan, motorsuz hava taşıtı.
İnsan, havadan daha ağır bir araçla ilk uçuşunu bir planörle yapmıştı. O günden bu güne planörlerde büyük gelişmeler oldu: biçimleri daha inceltildi, kanatları uzatıldı, ağırlıkları azaltıldı. Planörlerin yapısı, süzülerek uçuş tekniğinin esin kaynağı olan büyük kuşlara benzer. Örneğin tıpkı kırlangıç gibi planör de yerden dümdüz havalanamaz. Başka bir araçla havaya fırlatılması gerekir. Bunun için, genellikle beş yüz metrelik bir yükseltiye kadar pervaneli bir uçağın yedeğinde çekilir. Bazen de sandow denilen ve bir sapan gibi iş gören kauçuk bir kabloyla fırlatılır; hızla giden bir otomabil aracılığıyla çekilip havalandığı da olur. Planör, bir ormanın güneşli bir çatının, bir çalı ateşinin ya da iri bir bulutun oluşturduğu yükselen hava akımlarıyla havada durur. Bu motorsuz araçlar, ağızları göğe doğru açılmış birer koni gibidir. Planörcüye düşen iş taşıtın gökyüzünde yükselmesi için gerekli kaldırma kuvvetini sağlayan ve gözle görülmeyen sıcak hava koridorlarını keşfetmektir.
Usta bir pilot binlerce metre yüksekliğe çıkabilir (rekor 14.500 metredir), yüzlerce kilometre yol alabilir (rekor 1000 kilometreyi geçer), saatte 100 kilometreden daha büyük bir hıza ulaşabilir ve saatlerce yerle gök arasında kalabilir: bir keresinde bir planörcü 76 saatten fazla havada kalmıştı.
Türkiye’de planörcülük kursları en az ortaokul mezunlarıyle lise ve yüksekokul öğrencilerine açıktır. 45 gün süren bu kurslar sonunda amatörlere «Planör C» brövesi verilir.