Sis, son derece küçük olduğu için yere düşmeyen ve toprak yüzeyi yakınında havada yüzen mikroskopik su damlacıklarından oluşur. Sisi saydamsızlaştıran ve rüş uzaklığını azaltan, ışığı damlacıkları içinde yoğun bir şekilde dağılmasıdır. Su damlacıkları daha küçük ve seyrek olup görüş uzaklığı bir kilometreyi geçtiği zaman hava sisli değil, «puslu» denir.
Sis, alçalmış bir buluttur. Nemli havada bulunan su buharının, gece ışımasının etkisiyle soğumuş olan toprağa değerek yoğunlaşmasıyla meydana gelebilir. Ayrıca, göl, ırmak ya da deniz sularının buharlaşmasından doğan buharların daha soğuk bir hava katmanıyla karşılaşması da sis olayına yol açabilir. Nemlilik oranı çok fazla olduğu için sis bazı hastalara hiç iyi gelmez. Eğer sis damlacıkları toz, duman, zehirli gazlar ya da mikrop yüklüyse o zaman da tehlikeli ve sağlığa zararlı olur. Bazı sanayi bölgelerindeki sis örtüsü, örneğin Londra’nın «sinog»u gerçekten insanlar için büyük bir tehlikedir. Otomobil sürücüleriyle havacılar ise, görüş uzaklığını birkaç metreye düşürdüğü için sisten çekinirler.
Sise karşı savaşmak için bataklık yerleri kurutarak sis oluşumunu engellemek etkili bir çaredir. Fransa’da Lyon bölgesindeki Dombes bataklıkları ile İtalya’daki Pontina bataklıkları bu amaçla kurutulmuştur. Ayrıca, havalimanlarında olduğu gibi dev brülörler yardımıyla atmosferi ısıtmak da mümkündür. Öte yandan dumanların ve zehirli gazların havaya yayılmasını kısıtlayarak sisin zararlılığı azaltılabilir. Sonra, otomobil sürücülerinin yaptığı gibi ışığı toprak düzeyini yalayarak aydınlatan ve ışık kırılmalarını azaltan özel farlar kullanmak da sise karşı bir çare olabilir. Bununla birlikte sis, gece ışımasını kısıtlayarak toprağın soğumasını önlediği ve ilkbahardaki don olaylarını engellediği sürece insanlara yararlıdır.