Şerbetçi otu çokyıllık büyük bir bitkidir. İlkbaharda, on metre yükseklikte sarmaşık sapları uzun sırıklara ya da tellere parılır. Pullu kozalak görünümündeki şerbetçi otu meyvelerinin üstü lüpülin denilen acı ve kokulu sarı bir tozla örtülüdür. Suda eriyen bu madde, biraya koku ve acılık verir. Diğer bir ifade ile şerbetçi otu; Temmuz-Eylül ayları arasında yeşilimsi-beyaz renkli çiçekler açan, sarılıcı gövdeli, iki evcikli otsu bir bitki türü. Bitkinin gövdeleri ince, tırmanıcı, sarılıcı ve üzeri sert tüylerle örtülüdür. Yapraklar karşılıklı, uzun saplı ve yürek şeklindedir.
Şerbetçi otu yirmi beş otuz yıl için çelikleme yoluyla dikilir. Yalnızca dişi çiçekli şerbetçiotu meyve verdiği için dikilen bitkinin dişi cinsten olması gerekir. Çelik de aşı gibi ana bitkinin özellik ve niteliklerini korur. Bazı ülkelerde melezleşmeyi önlemek için erkek çiçekli şerbetçiotu dikimi yasaklanmıştır. İlkbaharda kesilen sürgünler bir yıl fidanlıkta yetiştirilir, ertesi yıl asıl dikim yerlerine taşınır ve dikilir.
Şerbetçi otu çok bakım isteyen bir bitkidir. Nemden hoşlanmaz, güneye bakan ve soğuk rüzgârlardan korunaklı bir yere dikilmesi gerekir. Her güz mevsiminde o yılın sapları kesilir ve kış mevsimi için bitkinin dibi toprakla beslenir. ilkbaharda filizlenme çok çabuk olur. Saplar dipten iki metre yüksekliğe kadar olan yaprakları koparıldıktan sonra kuru ottan ipliklerle fidan desteklerine bağlanır. Şerbetçi otu sapları desteklere hep saatin dönme yönüne göre sarılır. Yaz sonunda kozalakların elle ve hiç bozulmadan toplanabilmesi için bitki, sırıklar ya da tellerle tutturulur.
İyi düzenlenmiş şerbetçi otu tarlalarında hasadı daha kolaylaştırmak ve fidanların daha çabuk olgunlaşmasını sağlamak için toprağın üçte birine çabuk büyüyen, üçte ikisine de geç büyüyen şerbetçi otları ekilir. Toplanan kozalaklar birkaç hafta kadar sürekli bir kontrol altında fırınlarda kurutulur. İlkbaharda yetişen genç sürgünler taze olarak kuşkonmaz gibi yenilebilir. Şerbetçi otunun kozalakları kaynatılarak suyu kan arındırıcı olarak kullanılır.