Mecelle; Tanzimat’tan sonra İslâm dininin esaslarına uygun olarak 1869-1876 arasında yapılan çalışmalarla hazırlanan Osmanlı medeni kanunudur. Diğer bir ifade ile Mecelle, Büyük Osmanlı alimi Ahmet Cevdet Paşa’nın başkanlığında bir heyet tarafından hazırlanan ve Tanzimat döneminden itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun medeni kanunu oluşturan büyük ve değerli kitaplardır. Mecelle lügatte; içinde hikmet bulunan sâhife, ciltlenmiş kitap, dergi vs. manalarına gelir.
Bu anayasa kitabı (Mecelle), bir giriş ve on altı bölümden oluşmaktadır. Tamamen İslâm kanunlarına göre düzenlenmiştir. Maddeleri örneklerle açıklanmış muazzam bir kanun kitabı halindedir. İçinde 1851 ana madde mevcuttur.
Mecelle uzun ve yorucu bir çalışma sonucu tam dokuz senede tamamlanmış ve netice Osmanlı Padişahı Sultan Abdulaziz’in fermanıyla yürürlüğe konmuştur.
Hazırlandıktan sonra hakkında pek çok yazılar yazılmış, başka İslâm ülkeleri tarafından büyük bir takdirle karşılanmıştır.
Bu muazzam kanun Cumhuriyet Döneminden kabul edilen ve 4 Ekim 1926 yılında yürürlüğe giren Türk Medenî Kanunu’nun kabul edilmesinden sonra yürürlükten kaldırılmıştır.
Mecelle’nin hazırlanmasında hizmeti olan kimseler;
– Filibeli Halil Efendi,
– Seyfeddin İsmail Efendi,
– Sirvanizâde Seyyid Ahmed Hulûsi Efendi,
– Ahmed Hilmi Efendi,
– Bağdatlı Muhammed Emin Efendi,
– İbn-i Âbidinzâde Alâeddin Efendi,
– Gerdankıran Ömer Hulûsi Efendi,
– Şeyhülislâm Kara Halil Efendi,
– İsa Ruhî Efendi,
– Yunus Vehbi Efendi,
– Abdüllatif Şükrü Efendi,
– Ahmed Hâlid Efendi,
– Karinâbadli Ömer Hilmi Efendi ve
Abdüssettar Efendi’dir.
Mecelle’nin çeşitli maddelerinden alınmış “sosyal” nitelik taşıyan hükümlerinden bazıları;
Madde 912- Birinin ayağı kayıp da düşerek başkasının malını telef etse öder.
Madde 914- Kendi malı sanarak, başkasının malını telef eden öder.
Madde 915- Başkasının elbisesini çekip de yırtan, tamamen kıymetini öder. Elbiseyi tutup, sahibi çekmekle yırtılsa, yarısını öder.
Madde 916- Çocuk, birinin malını telef etse, çocuğun malından ödenir. Malı yoksa, malı oluncaya kadar beklenir. Velisi ödemez.
Madde 918- Birinin binâsını yıksa, sâhibi dilerse, enkazı ona bırakıp binânın kıymetini alır. Yâhut enkâzı ve değer farkını birlikte alır. Ağaçlarını kesmek de böyledir.
Madde 919- Yangını durdurmak için bir evi, Hükümetin emri ile yıkan ödemez. Kendiliğinden yıkan öder.
Madde 921- Mazlum olanın, başkasına zulm etmeye hakkı yoktur. Her ikisi de öder. Meselâ sahte para alan, bunu başkasına veremez.
Madde 922- Birinin malının telef olmasına sebep olan, öder. Ahırın kapısını açıp hayvan kaçarak zâyi olsa, öder. Hayvanı ürkütüp kaçıran da böyledir.
Madde 926- Yoldan geçene zarar veren, öder.
Madde 927- Hükümetin izni olmadan yolda oturup satış yapılamaz.
Madde 928- Duvarı yıkılıp, birinin malına zarar verirse, önceden, duvarın yıkılacak, tâmir et gibi ikâz yapılmışsa öder.
Madde 929- Başı boş bırakılmamış bir hayvanın kendiliğinden yaptığı zararı sâhibi ödemez. Sâhibi görüp, men’ etmezse veya hayvanın, tehlikelidir, çâresine bak, denilmişse, öder.
Madde 934- Yolda hayvanı bağlamaya, aracını park yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Park yerlerinde durdurabilirler.
Madde 1013- Bir binâya ortak olarak mâlik olan kimselere (Hisse-i şâyı’a sâhibi) denir. Bir binânın yarısı Ahmed’in, üçte biri Ömer’in, altıda biri Ali’nin olsa, Ahmed hisse-i şâyı’asını satsa, Ömer ve Ali almak isteseler, yarısını Ömer, yarısını da Ali alır. Ömer, hissesine göre iki misli alamaz.
Madde 1023- Karşılıksız hediye ve vasiyet gibi temliklerde şüf’a hakkı olmaz.
Madde 1031- Şüf’a hakkı bulunan kimsenin, satış yapıldığını işitince, hemen hakkını istemesi, iki şâhit yanında tekrar söylemesi ve bir ay içinde mahkemeye başvurması lâzımdır.
Madde 1036- Müşterinin teslim etmesiyle veya hâkimin karar vermesiyle, şüf’a sâhibi satılan binâya mâlik olur.
Madde 1198- Komşusuna (zarar-ı fâhiş) yapamaz. Kullanmaya mâni olan şeyler, zarar-ı fâhiştir. Demirci dükkânı, değirmen, bitişik binâyı sallarsa veya fırın dumânı, yağhânenin pis kokusu, harman tozları, bitişik evde oturulamayacak kadar sıkıntı verirse, değirmenin, bostanın su yolu, evin temelini, duvarını gevşetirse, çöplük bitişik evin duvarını çürütürse, harman yerine bitişik yapılan yüksek binâ, harmanın rüzgârını keserse, manifaturacı dükkânı yanında yapılan aşçı dükkânının dumanları kumaşlara zarar verirse, lâğım, kanalizasyon yollarının sızıntılarından komşu duvarı zarar görürse, sonra yapılanlar zarar-ı fâhiş olup, men’ edilirler.
Madde 1201- Evin havasını, manzarasını, güneş görmesini kapatmak, zarar-ı fâhiş sayılmaz. Bir odanın ziyâsını (aydınlığını) tamâmen kesmek, zarar-ı fâhiş olur.
Madde 1202- Mutbah, kuyu başı, ev aralığının görünmesi zarar-ı fâhiştir. Araya duvar, perde yapması, lâzım olur.
Madde 1210- Arada müşterek olan duvarı, bir ötekinin izni olmadıkça yükseltemez ve üzerine binâ yapamaz.
Madde 1224, yol, su yolu, kanalizasyon zarar-ı fâhişi olmadıkça, eskiden kalanlarına dokunulmaz.
Madde 1226- Bir kimse, verdiği izinden vazgeçebilir. Meselâ tarlasından geçmeye izin vermişken, men edebilir.
Madde 1228- Arsasından geçmekte olan su yolunun geçmesine ve arsaya girilip tâmir olunmasına mâni olamaz. Yeniden su yolu geçirilmesine mâni olabilir.
Madde 1243- Dağlardaki ağaçlar ve otlar herkese mübahdır. Ağaçları kesen mâlik olur.
Madde 1255- Mübah şeyleri ele geçirmekte kimse kimseye mâni olamaz.
Madde 1265- Denizler, büyük göl ve nehirler, şehirlerden uzak sâhipsiz arâzi ve dağlar, herkese mübahtır. Fakat, başkasına zarar vermemek şarttır.
Madde 1281- Şehirden uzak, sahipsiz yerde kuyu kazan, bunun (harim) ine mâlik olur. Yirmi metre yarı çapındaki dâire içi, merkezindeki kuyunun harimi olur.
Madde 1291- Şehir içindeki kuyunun harimi olmaz. Herkes mülkünde kuyu kazabilir.
Madde 1313- Değirmen, hamam, apartman gibi taksim olunamayan mülk harap olup, tâmirini istemeyen ortak bulunursa, hâkimin izni ile tâmir edilip, sonra hissesine düşen para ondan alınır.
Madde 1314- Müşterek bir binâ yıkılınca, yeniden ortaklaşa yapılmasını istemeyen olursa, buna cebr olunmaz. Arsa taksim edilir.
Madde 1315- Apartman yıkılınca herkes kendi katını yaptırır. Alttaki yaptırmazsa, üstekiler, hâkimin izni ile, hepsini yaptırıp, alttaki hissesini verinceye kadar, katını kullanamaz.
Madde 1321- Sâhipsiz nehirleri, Beytülmâl ayıklar. Beytülmâlde para yoksa, masrafı oradan sulama yapanlardan alınır.
Madde 1327- Müşterek kanalizasyonu temizlemek masrafı aşağıdan başlar. Şöyle ki, en aşağıdaki evden, arsadan başlayıp bunun masrafını hepsi öder. Yukarıdaki arsalardaki kısımların masraflarına aşağıdakiler iştirak etmezler.