İnsanın görev ve sorumluluklarının başında Allah’a inanmak ve ona kulluk etmek gelir. İnsanın yükümlü olduğu bütün diğer görev ve sorumluluklar Allah’a imanın bir sonucu, Allah’a kulluğun bir tezahürüdür.
İnsan, varlığını borçlu olduğu Rabbini sever, O’na saygı duyar, şükreder, O nun emirlerine uyar, yasaklarından sakınır. Bütün bunlar kul olmanın gereğidir.
Nitekim insanın yaratılmasındaki temel amaç da Allah’ın varlığını tanıması, Ona inanması ve yalnızca O’na kulluk etmesidir (Zâriyât 51/56). Daha sonra sözü edilecek bütün görev ve sorumluluklar içinde bu kulluk görevimizin içinde yer almaktadır, onun gereğidir.
Allah’a kulluğun nasıl yerine getirileceği konusunda ise insana Kur’an rehberlik eder. Buna göre insanın Allah’a karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi, ancak Kuranda belirlenen ölçülere uygun bir hayat sürmesi ile mümkündür.
Bu konuda ikinci bir rehber de Hz. Peygamber’in (sav)’in sünnetidir. Allah’a kulluğun en güzel örneğini Resûl-i Ekrem (sav) kendi hayatında sergilemiştir. Müminlere düşen görev ise onu örnek almaktan ibarettir.