İnsan hak ve özgürlükleri; diline, dinine, ırkına, cinsiyetine milliyetine, sosyal statüsüne ve rengine bakılmaksızın insanın sırf insan olduğu için kazandığı hak ve özgürlüklerin genel adıdır. Bunlara sahip olmak için insan olmak dışında başkaca bir gerekçe ya da şart aranmaz.
• İnsan hak ve özgürlükleri tabiidir. Bütün insanların doğuştan getirdikleri, Allah vergisi haklar ve özgürlüklerdir. Dolayısıyla hiç kimse bir insanı bunlardan mahrum edemez, böyle bir şeye yeltenenlerle sonuna kadar mücadele edilmesi gerekir.
• Dokunulmaz, vazgeçilmez ve devredilmez hak ve özgürlüklerdir. Yaratanın yarattığı fıtrat olan “insan’lıktan vazgeçmek mümkün olmadığı gibi bu hak ve özgürlüklerden de vazgeçmek mümkün değildir.
• insan hak ve özgürlükleri bölünmez ve birbirinden ayrılamaz. Bir hak, daha az önemli ya da gereksiz görülerek kişi o haktan mahrum edilemez. Bütün insan hak ve özgürlükleri, birbirini bütünler ve bir çerçeve oluşturur. Bu sebeple evden okula, iş yerinden mabede hayatın her alanında dikkate alınması gereken değerlerdir.
• İnsan hak ve özgürlükleri birbirine bağlıdır. Birinin yitirilmesi, diğerlerini de zayıflatır; birinde sağlanan gelişme, diğerlerini de destekler.
Bu haklara ve özgürlüklere sahip olmak insan olmanın ve insan onuruna yakışır bir hayat sürmenin ilk şartıdır. Bir insanın onurunu kıracak şeyler yaşaması aslında bütün insanlığı yaralar, yaralamalıdır. Çünkü insanın diğer canlılardan ayrılan en önemli tarafı, bilinci ve onurudur. Bunların zedelenmesi esasen insanlık anlayışının zedelenmesi anlamına gelir.
Hak, tartışılmaz olan ve herkes tarafından kabul edilmesi, sahibine ulaştırılması gereken şeydir. Adalet, hakka saygı gösterilmesini zorunlu kılar. Bu ise ahlâkî sorumluluk ve hukuki yaptın mhı yoluyla sağlanır.
İnsan haklarının ve özgürlüklerinin kabulü, bütün insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak doğduğu anlayışına dayanır.
Bu hak ve özgürlükler, her bir bireye bağımsız seçim yapma ve yeteneklerini geliştirme imkânları sağlar.