Haya, nefsin çirkin davranışlardan rahatsız olup onları terk etmesi, kötü bir işin yapılmasından veya iyi bir işin terk edilmesinden dolayı insanın yüzünü kızartan sıkıntı demektir.
Sözlükte “utanma, çekinme, tövbe, vazgeçme” gibi anlamlara gelen haya, bir ahlâk kavramı olarak, kınanma endişesiyle kurallara aykırı davranmaktan kaçınma ve bunu sağlayan duygu demektir.
Haya, yapılması veya yapılmaması çirkin görünen ve ayıplanan şeylerden kişiyi uzak durduran bir duygudur.
Hadis-i şeriflerde hayâ nasıl ifade ediliyor?
Peygamberimiz (sav):
“Hayâ imandandır” (Buhârî, Müslim),
“Hayâ ancak hayır kazandırır’ (Buhârî, Müslim),
“Hayânın hepsi hayırdır” (Müslim). Buyurdular.
Peygamberimiz (sav)’in “Hayâ imandandır” sözüyle anlatmak istediği şudur: İman insanı fena davranışlardan nasıl alıkorsa, utanma duygusu da tıpkı iman gibi insanın fenalık yapmasına firsat vermez, onu kötülüklerden vazgeçtirir. İnsana insanlığını hatırlatır. Böyle olunca da hayâ insana ancak hayır kazandırır ve onun tamamının hayır olduğu ortaya çıkar.
Bilhassa, “Her dinin bir ahlâkı vardır; İslâm dininin ahlâkı da hayâdır” (İbn Mâce) meâlindeki hadis hayânın Müslümanların en belirleyici ahlâki nitelikleri ve değer ölçüleri arasında yer almasına vesile olmuştur. “Eğer utanmıyorsan istediğini yapabilirsin” (Buhârî) hadisi de İslâm toplumlannın ahlâk zihniyeti ve terbiyesinin karakterini belirleyen bir etken olmuştur. Utanma duygusu bir kişilik zaafı değil, imanı yüceltip kemâle erdiren vazgeçilmez bir özelliktir. Bunun İçin Rasûlüllah (sav), Hz. Osman (ra) hakkında: “Meleklerin bile hayâ ettiği insan” (Müslim) demiştir.
Şu halde Mü’min, başkalarının yanında yapılması ayıp olan davranışlardan kaçınmalıdır. İnsana utanç veren hareketleri başkaları yaptığı zaman bundan rahatsızlık duymalıdır.