Oruç; niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından itibaren, akşam güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve karı/koca ilişkisinde bulunmamaktır.
Orucun Arap dilindeki karşılığı “savm” kelimesi olup, bu kelime “bir şeyden uzak durmak, kişinin kendini tutması ve engellemesi” manalarına gelmektedir.
İslamın beş şartından üçüncüsü Ramazan ayında oruç tutmaktır. Ramazan orucu, Hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Oruç için Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur; ”Ey iman edenler, Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Ola ki korunup sakınırsınız.“ (Bakara 183)
Kimler oruç tutmayabilir?
Ramazan ayında oruç tutmama iznine sahip olanlar şunlardır:
a) Yolcular. Tutarlarsa daha iyi olur.
b) Doktorun “tutamazsın” dediği hastalar.
c) Gebe ve emzikli hanımlar,
d) Oruç tutamayacak derecede yaşlı kimseler.
Bu sayılanlar içinde durumu düzelenler hemen oruçlarını tutarlar. Ömür boyu tutma imkânı ve umudu kalmamış olanlar ise tutamadıkları günler sayısınca fidye verirler. Fidye vermeye gücü olmayanlar da Allah’tan afv ve mağfiret isterler.
Fidye, fitre miktarı para demektir. Bir insanın oruç tutmasına engel olan durumlar ortadan kalksa, böyle biri fidye vermiş olsa bile tutamadığı oruçlarını kaza eder. Aksi halde ibadetlerini para ile fakire ödetmiş olurlar ki, bu caiz olmaz.
KUR’AN’A GÖRE KİMLER ORUÇ TUTMAYABİLİR?
“Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakiri doyuracak fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara Sûresi, 184. âyet)
Nihat Hatipoğlu kimler oruç tutmayabilir