Oruç, Orucun Arap dilindeki karşılığı “savm” kelimesi olup, bu kelime “bir şeyden uzak durmak, kişinin kendini tutması ve engellemesi” manalarına gelmektedir.
Oruç; niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından itibaren, akşam güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve karı/koca ilişkisinde bulunmamaktır.
İslamın beş şartından üçüncüsü Ramazan ayında oruç tutmaktır. Ramazan orucu, Hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Oruç için Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur; ”Ey iman edenler, Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Ola ki korunup sakınırsınız.“ (Bakara 183)
Orucun kazası ayet-i kerime ile emredildiği için farzdır. “Kim de hasta yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah”ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz (Bakara suresi,185).”
İnsanlar çeşitli nedenlerle veya nedensiz (özürsüz veya özürlü) olarak geçmişlerinde oruç tutmamış, tutamamış olabilirler. Bu oruçlarını gününe gün olarak kaza etmeleri gerekir.
Bir kimse hasta olduğunda oruç tutamadığı günler için fidye verdiğinde şayet iyileşirse ayrıca bu oruçları kaza etmelidir.
Kaza oruçları bazıları için bir nasip meselesidir. Çünkü Ramazan aylarında nedensiz (özürsüz) olarak oruç tutmayan bir kişinin hatasını anlayıp kaza oruçlarına başlaması tövbe nimetine erdiğinin delilidir. Tövbe ise imandan sonra en büyük nimettir. Kaza oruçları böyle bir kişinin Allah”ın lutf u ihsanı ile bir rahmet kapısına iltica ettiğini gösterir. Zira kaza oruçları böyle durumlarda cennete girmeye aday olan kişilerin kolay yoldan sabırla imtihan edilmelerine de işaret olabilir.
Kaza oruçları ayrı ayrı günlerde tutulabileceği gibi arka arakaya da tutulabilir. Yılın her günü kaza orucu tutulabilir. Yalnız Ramazan ayında ve bayram günleri kaza oruçları tutulmaz. Ramazan bayramı bir gün, Kurban bayramı ise dört gün olarak düşünülmelidir.
Kaza orucu her gün tutulabilirken nafile oruçlar cuma ve cumartesi günleri tek olarak tutulamaz. İkisi beraber veya bir gün önceki ve sonraki günleri dahil edilerek tutulur. Örneğin perşembe-cuma, cuma-cumartesi, cumartesi-pazar gibi. Pazar günü tatil ve dinlenme günü olduğu için bu günde oruç tutmak kolay olduğundan çok kimse yalnız bu günde nafile oruç tutmanın hükmünü sormaktadır. Pazar gününü kutsallaştırmamak kaydıyla bunda tek bir gün olarak nafile oruç tutmanın dinen bir mahzuru yoktur.
Oruçta niyet kalple olur. Yani bir kişi kalbinden yarın oruç tutacağı yönünde kesin bir niyet geçirirse bu yeterlidir. Ama vesveseyi önlemek için oruç tutacağı günün akşamında veya sahurda dil ile de niyet teyit edilebilir. Dil ile niyet, başta besmele ile sonda orucun hayırlı ve Allah”ın rızasına muvafık olması yönünde dua ile tamamlanırsa daha müstehap olur. Kaza oruçları için niyet ise “Niyet ettim Allah rızası için kaza orucu tutmaya…” diye niyet etmek yeterlidir. Bunun için kaza namazlarında olduğu gibi niyete “ilk” veya “son” “kaza orucu için” ifadelerine de yer verilebilir. Nafile oruçlar için ise “Niyet ettim Allah rızası için oruç tutmaya…” denilir.
Kaza orucuna imsaktan önce niyet etmek gerekir.
Orucun Çeşitlerine Göre Niyet Nasıl Yapılır?
Nafile oruç: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için nafile oruç tutmaya.
Kaza orucu: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için en son kazaya kalan Ramazan orucunun kazasını tutmaya.
Kefaret orucu: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için kefaret orucumu tutmaya.
Adak orucu: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için üzerime almış olduğum adak orucumu tutmaya.
Nihat Hatipoğlu Ramazandan sonra kaza orucuna nasıl niyet edilir ?
Oruç, Orucun Arap dilindeki karşılığı “savm” kelimesi olup, bu kelime “bir şeyden uzak durmak, kişinin kendini tutması ve engellemesi” manalarına gelmektedir.
Oruç; niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından itibaren, akşam güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve karı/koca ilişkisinde bulunmamaktır.
İslamın beş şartından üçüncüsü Ramazan ayında oruç tutmaktır. Ramazan orucu, Hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Oruç için Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur; ”Ey iman edenler, Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Ola ki korunup sakınırsınız.“ (Bakara 183)
Orucun kazası ayet-i kerime ile emredildiği için farzdır. “Kim de hasta yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah”ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz (Bakara suresi,185).”
İnsanlar çeşitli nedenlerle veya nedensiz (özürsüz veya özürlü) olarak geçmişlerinde oruç tutmamış, tutamamış olabilirler. Bu oruçlarını gününe gün olarak kaza etmeleri gerekir.
Bir kimse hasta olduğunda oruç tutamadığı günler için fidye verdiğinde şayet iyileşirse ayrıca bu oruçları kaza etmelidir.
Kaza oruçları bazıları için bir nasip meselesidir. Çünkü Ramazan aylarında nedensiz (özürsüz) olarak oruç tutmayan bir kişinin hatasını anlayıp kaza oruçlarına başlaması tövbe nimetine erdiğinin delilidir. Tövbe ise imandan sonra en büyük nimettir. Kaza oruçları böyle bir kişinin Allah”ın lutf u ihsanı ile bir rahmet kapısına iltica ettiğini gösterir. Zira kaza oruçları böyle durumlarda cennete girmeye aday olan kişilerin kolay yoldan sabırla imtihan edilmelerine de işaret olabilir.
Kaza oruçları ayrı ayrı günlerde tutulabileceği gibi arka arakaya da tutulabilir. Yılın her günü kaza orucu tutulabilir. Yalnız Ramazan ayında ve bayram günleri kaza oruçları tutulmaz. Ramazan bayramı bir gün, Kurban bayramı ise dört gün olarak düşünülmelidir.
Kaza orucu her gün tutulabilirken nafile oruçlar cuma ve cumartesi günleri tek olarak tutulamaz. İkisi beraber veya bir gün önceki ve sonraki günleri dahil edilerek tutulur. Örneğin perşembe-cuma, cuma-cumartesi, cumartesi-pazar gibi. Pazar günü tatil ve dinlenme günü olduğu için bu günde oruç tutmak kolay olduğundan çok kimse yalnız bu günde nafile oruç tutmanın hükmünü sormaktadır. Pazar gününü kutsallaştırmamak kaydıyla bunda tek bir gün olarak nafile oruç tutmanın dinen bir mahzuru yoktur.
Oruçta niyet kalple olur. Yani bir kişi kalbinden yarın oruç tutacağı yönünde kesin bir niyet geçirirse bu yeterlidir. Ama vesveseyi önlemek için oruç tutacağı günün akşamında veya sahurda dil ile de niyet teyit edilebilir. Dil ile niyet, başta besmele ile sonda orucun hayırlı ve Allah”ın rızasına muvafık olması yönünde dua ile tamamlanırsa daha müstehap olur. Kaza oruçları için niyet ise “Niyet ettim Allah rızası için kaza orucu tutmaya…” diye niyet etmek yeterlidir. Bunun için kaza namazlarında olduğu gibi niyete “ilk” veya “son” “kaza orucu için” ifadelerine de yer verilebilir. Nafile oruçlar için ise “Niyet ettim Allah rızası için oruç tutmaya…” denilir.
Kaza orucuna imsaktan önce niyet etmek gerekir.
Orucun Çeşitlerine Göre Niyet Nasıl Yapılır?
Nafile oruç: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için nafile oruç tutmaya.
Kaza orucu: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için en son kazaya kalan Ramazan orucunun kazasını tutmaya.
Kefaret orucu: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için kefaret orucumu tutmaya.
Adak orucu: Niyet ettim Allah (c.c.) rızası için üzerime almış olduğum adak orucumu tutmaya.
Nihat Hatipoğlu Ramazandan sonra kaza orucuna nasıl niyet edilir ?