Peygamber ne demek ve Peygamberlerin sıfatları nelerdir? İşte Peygamber anlamı ve Peygamberlerin sıfatları ve anlamları hakkında bilgi.
Peygamber; Allah (c.c.)’in insanlara doğru yolu göstermek üzere görevlendirdiği, her türlü ahlâk güzelliğine sahip seçkin insanlardır. Peygamberler, Allah’ın kendilerine vahyettiklerini insanlara duyurur, Allah ile kullar arasında elçilik yaparlar.
Peygamberlerin sıfatları deyince onlarda bulunması câiz olan sıfatlarla gerekli (vâcip) ve zorunlu olan sıfatlar anlaşılır. Kur’ân-ı Kerîm’in pek çok yerinde vurgulandığı gibi peygamberler de insandır. Onlar da diğer insanlar gibi oturup kalkar, yiyip içerler, gezerler, evlenip çoluk çocuk sahibi olurlar, hastalanır ve ölürler; bu gibi özelliklere, peygamberler hakkında düşünülmesi câiz özellikler denir. İlâhî emir ve yasaklarla yükümlülük konusunda peygamberler de diğer insanlar gibidirler. Fakat onlar her hareketleriyle Allah’ın insanlar için seçtiği kulları ve elçileri, insanların kendilerine bakarak davranışlarına çekidüzen verdikleri birer örnek olduklarının bilinci içindedirler. Bu sebeple fakirken, sıkıntıdayken bile Allah’a şükrederler. Haset etmek, içi dışına uymamak gibi kötü huylardan hiçbiri onlarda bulunmaz.
Her peygamberde insan olmanın da ötesinde birtakım sıfatların bulunması gerekli ve zorunludur. Bunlara vâcip sıfatlar denir.
Peygamberlerin sıfatları beş tanedir:
1. Sıdk: Doğruluk demektir. Peygamberler doğru ve dürüst insanlardır. Onlar asla yalan söylemezler. Eğer söyleyecek olsalardı kendilerine inanan halkın güven duygusunu kaybederlerdi. O zaman da peygamber göndermekteki gaye ve hikmet gerçekleşmemiş olurdu. Sıdkın zıddı olan yalan söylemek (kizb), peygamberler hakkında düşünülemez. Bütün peygamberler peygamberlikten önce de sonra da yalan söylememişlerdir.
2. Emânet: Güvenilir olmaktır. Peygamberler her yönden güvenilirdirler. Emanete asla hainlik etmezler. Bu konuda bir âyette şöyle buyurulur: “Bir peygamber için emanete hıyanet yaraşmaz…” (Âl-i İmrân 3/161). Emanet sıfatının zıddı olan hıyanet, onlar hakkında düşünülmesi imkânsız olan bir sıfattır.
3. Tebliğ: Duyurmak demektir. Peygamberler Allah’ın vahyini insanlara duyururlar. Tebliğin karşıtı olan gizlemek (kitmân) peygamberler hakkında düşünülemez. “Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmazsan Allah’ın elçiliğini tebliğ etmemiş olursun” (el-Mâide 5/67) meâlindeki âyet, bu sıfattan söz etmektedir.
4. Fetânet: Akıllı ve zeki demektir. Peygamberler en akıllı ve anlayışlı insanlardır. Bunun zıddı olan ahmaklık peygamberlikle bağdaşmaz. Peygamberler zeki ve akıllı olmasalardı hitap ettikleri kişileri ikna edemezler, toplumsal dönüşümü sağlayamazlardı.
5. İsmet: Günahtan korunmuş. Allah onları günah işlemekten korumuştur. Peygamberler hayatlarının hiçbir döneminde şirk ve küfür sayılan bir günahı işlemedikleri gibi özellikle peygamberlikten sonra kasten günah işlememişlerdir. İnsan olmaları sebebiyle günah derecesinde olmayan birtakım ufak tefek hataları bulunabilir. Ancak onların bu hatası yüce Allah’ın kendilerini uyarmasıyla derhal düzeltilir. Peygamberlerin bu tip küçük hatalarına “zelle” denilir. İsmetin karşıtı olan mâsiyetten (günah işlemek) Allah onları korumuştur. Peygamberler örnek ve önder kişiler oldukları için, konumlarını zedeleyecek davranışlardan da uzaktırlar.
Zelle ne demektir?
Peygamberlerden çıkan ve günah sayılmayan küçük hatalarına denir. Peygamberler günahlardan korunmuşlardır.