Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ insana üstün özellikler verdiğini buyuruyor. Bu özellikler ve veriliş maksatları nelerdir?
Taşıdığı özellikleriyle insan, yaratılanlar arasında en seçkin ve en değerli varlıktır. Akıl ve zekâ sahibidir. Yaratılış gayesine uygun olarak yaşayan insan, imanlı, ahlâklı, sevgi dolu, merhametli, hoş geçimli ve güvenilir insandır. Bu vasıflar, kuşkusuz olgun Müminin belirgin özelliğidir. Kur’an, insanı bütün yönleriyle ele almış, onun yaratılış mahiyeti ve gayesini açıklamıştır.
• Yüce Allah, insanı ruh ve beden yapısıyla en güzel bir şekilde yaratmıştır. (Tin 95/4)
• İnsanın şeklini de güzel yaptı. (Teğâbün 64/ 3)
• İnsana şan ve şeref vermiştir. (İsra 17/ 70)
• Ona ruhundan üflemiştir. (Hicr 15/29)
• Yeryüzündeki her şeyi onun hizmetine sunmuştur. (Mülk 67/ 15)
• Meleklerin hepsi insana secde etti. (Hicr 15/30)
• İnsanı yeıyüzüne halife kıldı. (En’am 6/ 165)
Bütün bunlar insana niçin verildi?
Rabbimiz: “Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?” (Mü”minûn 23/115). Bu sorumluluk gereği Rabbini tanımak ve O”na karşı kulluk görevini yerine getirmekle vazifelidir insan. Nimetlerin ve bu hayatın veriliş nedeni! ‘‘Onu imtihan edelim diye (İnsan 76/ 3, Muhammed 47/31, Bakara 2/ 155, Mülk 67/ 2)
Yaratılış gayemizi en özlü biçimde ifade eden ayeti kerime şudur: Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zariyat 51/56) Öyleyse: Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir. (Şems 91/9-10) ve ‘‘herkesin yaptıklarına göre derece vardır.” (En’am 6/132, Ahkaf 46/19)
Allah”ın yeryüzünde halifesi olması hasebiyle büyük, vücut olarak zayıf ve ömrünün kısalığı sebebiyle fani olan insanın yüklendiği sorumluluk gerçekten büyüktür. İnsan, vazife ve sorumluluk taşıyan varlıktır. Vazifelerini ihmal eden ve sorumsuz bir hayat yaşayan insanlar, gerçek anlamda insanlık değerini yitirmiş olurlar. Aşağıların aşağısına iner. (Tin 95/ 5). Yani canlıların en aşağı mertebesinde yer alacaktır. İlâhi sorumluluktan kurtulmak ve Allah’ın huzurunda hesap vermekten kaçmak hiç kimse için mümkün değildir. Konuyu bir ayet-i kerime ile bitirelim: “Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?” (İnfitâr 82/ 6-8) (Eyüp Karaaslan)