Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri”ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri”nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla:
– Hasan Basri´yi (r.a.) gördün mü? diye sordular.
O gayet saki:
– Evet dedi.
– Nerede?
– İşte şu kulübemde…
Adamlar kulübeye daldı fakat bir türlü Hasan Basri Hazretleri”ni bulamadılar. Dışarı çıkınca tehdit edip:
– Ya şeyh niçin yalan söylüyorsun? dediler.
– Ben yalan söylemedim dedi. Siz göremedinizse benim suçum ne?
Tekrar girdi aradı fakat bulamadılar. Onlar gidince Hasan Basri Hazretleri:
– Ey Habib! Biliyorum ki Rabb´im senin hürmetine beni onlara göstermedi. Fakat yerimi niçin söyledin hocalık hakkı yok mudur? dedi.
Hazreti Habib mahcub bir şekilde:
– Ey Üstadım! Sizi bulamamaları benim hürmetime değil doğru söylediğimizdendir. Çünkü bilirsiniz ki Doğruların yardımcısı Allah´tır. Eğer yalan söyleseydim sizi de beni de götürürlerdi dedi.
Tevil yapmaya bir zalimin elinden bir mazlumu kurtarmak için yalan söylemeye ruhsatın olduğu yerler olsa bile efdal olan eğer Habib-i Acemi Hazretleri gibi bir teslimiyetiniz varsa doğruyu söylemektir.