Farsça bir kelime olup “dua etmek, yalvarmak, tevazu göstermek, istemek, ihtiyacını bildirmek” gibi anlamlara gelir. Türkçe”ye de aynı anlamda geçmiştir.
Örnek: Şeyh, sonu gelmez bir ibadet ve niyaz hâlinde, gözleri kapalı, okuyor, üflüyordu.
Bütün hamd ve senâlar Allahü teâlâya mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan yardım dilerim. O’ndan af niyâz eder, O’na inanırım, O’na güvenirim. Hidâyeti Allahü teâlâdan bekler; sapıklık, düşüklük, şüphe ve basîretsizlikten O’na sığınırım. Allahü teâlânın istikâmet (doğruluk) nasîb ettiği kimse, dosdoğru yol alır. O’nun saptırdığı kimse ise, ne bir dost ne de bir rehber bulabilir… (Hazret-i Ebû Bekr)