Geçişme ya da osmoz olayı, suyun “yarı geçirgen zar” denen özel bir engeli aşarak, daha derişik olduğu ortamdan daha seyreltik olduğu ortama geçmesidir. Diğer bir ifade ile Geçişme; molekül yoğunlukları farklı iki sıvı ya da iki çözeltinin, çözücünün geçmesine olanak veren, ama çözünen maddeyi tutan yarı geçirgen bir zarla (sözgelimi hücre zarı) ayrılmış olduğu zaman gerçekleşen yayılma olayı. İçinde şekerli su bulunan bir şişenin ağzı hayvanların idrar kesesi gibi yarı geçirgen bir zarla kapatılıp arı su dolu bir kaba daldırılırsa, kaptaki su geçişme yoluyla şişeye dolacaktır. Çünkü arı suyun derişikliği, yani birim hacimdeki su moleküllerinin miktarı, şeker çözeltisindeki suyun derişikliğinden daha fazladır. Bu olay, yalnızca bazı molekülleri geçirip başka moleküllerin geçmesine izin vermeyen yarı geçirgen zarların (yâ da daha doğru ifadeyle “ayrımlı geçirgen zarların”) bu seçicilik özelliğine dayanır. Su molekülleri yarı geçirgen zarlardan kolayca geçerken, sudaki çözünmüş maddeler, örneğin şeker molekülleri bu engeli aşamaz. Molekül ya da iyon biçimindeki madde parçacıklarının, her zaman derişikliğin yüksek olduğu bölgeden daha seyreltik bölgeye geçtikleri yayınım (difüzyon) olayı ile geçişme arasındaki temel fark, bu iki ortamın yarı geçirgen bir zarla aynlmış olmasıdır.
Geçişme olayı canlıların yaşamsal etkinliklerinde büyük önem taşır. Çünkü bütün canlıların hücre zarı yarı geçirgendir ve suyun hücrelere giriş çıkışı geçişme yoluyla olur. Bitki köklerinin suyu emmesi, emilen suyun bir hücreden öbürüne geçmesi, tatlı su balıklarının solungaçlarıyla suyu alması, insanın ve üstün yapılı hayvanların böbreklerinde kandan süzülen suyun “tutulması”, geçişmenin canlılar açısından önemini gösteren örneklerden yalnızca birkaçıdır.
Eğer hayvan hücresine geçişme yoluyla çok fazla su girerse, basınca dayanıklı olmayan hücre zarı patlayabilir. Bu tehlikeyi önlemek için, hayvan ve insan vücudunda geçişme basıncını dengeleyerek hücredeki su miktarının değişmemesini sağlayan özel denetim mekanizmaları vardır. Oysa bitki hücrelerinin selülozlu sert zarı basınca dayanıklı olduğundan, bitkilerde böyle bir tehlike söz konusu değildir.