Tasadduk; sadaka vermek, sadaka olarak verme, verilme, herhangi bir mal veya nakit parayı Allah rızası gözetilerek ihtiyaç sahiplerine vermek demektir. İşte tasadduk kelimesi ile ilgili cümleler.
– Herkes onun şeâmetle / Tasadduk ettiği ikbâle müftekir, müştak. (T. Fikret)
– İlmi olan kimse ilminden, malı olan kimse malından tasadduk etsin. (Hadîs-i şerîf)
– Mütekebbirlere kibr etme tasadduk gibidir / Zâlime cevr ü ezâ kılma ibâdet gibidir. (Nâbî)
– İnsanlar tasadduk ettiği şeyi, Allah rızâsı için verirse, Hak teâlâ hazretlerine verilmişgibi sayılır ki, mukâbilinde (karşılığında) bin sevâb (pekçok sevab) alır. (Hadîs-i şerîf)
– Tasadduk etmek nâfile ibâdettir. Zekât vermek, borç ödemek ve birinin hakkını iâde etmek ise, farzdır. (Süleymân bin Cezâ)
– Sadaka âyeti nâzil olunca, sırtımızda yük taşıyarak kazancımızdan infâk etmeye başladık. Derken bir adam geldi ve çokça sadaka verdi. Münâfıklar; «Gösteriş yapıyor.» dediler. Bir başkası geldi, bir ölçek hurma tasadduk etti. Yine münâfıklar; «Allâh’ın bunun bir ölçek hurmasına ihtiyâcı yoktur.» dediler.
– Tasaddukat insanı mal hırsından ve günahlarından arındırır.
– Mehin Bânû çü râhat buldu renci / Tasadduk kıldı vâfir mâl ü genci. (Şeyhî)
– Babam, sokakta dilenen kadına cebindeki son parasını tasadduk etti.
– On deve ile Abdullâh arasında kur’a çektiklerinde, kur’a Abdullâh’a çıktı. On deve daha ilâve ederek kur’ayı tekrarladılar, yine Abdullâh’a çıktı. Develerin sayısı yüze varıncaya kadar kur’a bu minvâl üzere devâm etti. Sayı yüze ulaşınca bu sefer kur’a develere çıktı. Abdülmuttalib iyice emîn olmak için kur’ayı üç defâ daha tekrarladı. Bu esnâda ayağa kalkarak oğlunun kurtulması için Allâh’a duâ etti. Her defâsında da kur’anın develere çıktığını görünce oradakiler, sevinçlerinden tekbîr getirdiler. Sonra Abdulmuttalib develeri kurbân ederek etlerini tasadduk etti.
– Ödünç vermek, tasadduk etmekten on sekiz derece daha fazîletlidir. (Hadîs-i şerîf)
– Ehl-i kibr üzre tasadduktur tekebbür ma’nâda / Zâlime zulm etmek fart-ı adâlettir bana. (Bayburtlu Zihni)
– Peygamberimiz bir topluluk içinde şöyle buyurdu;
– “Sadaka vermek her müslümanın görevidir”
– Sadaka verecek bir şey bulamazsa? dediler.
– “Amelelik yapar, hem kendisine faydalı olur, hem de tasadduk eder” buyurdu.
– Buna gücü yetmez (veya iş bulamaz) ise? dediler.
– “Darda kalana, ihtiyaç sahibine yardım eder” buyurdu.
– Buna da gücü yetmezse? dediler.
– “İyilik yapmayı tavsiye eder” buyurdu.
– Bunu da yapamazsa? dediler.
– “Kötülük yapmaktan uzak durur. Bu da onun için sadakadır” buyurdu. (Hadis-i Şerif)