Duanın makbul olduğu faziletli zamanlar ve şerefli mekânlar vardır. Mü’min, usul ve adabına uygun olarak dua ettiği zaman duası kabul olur ve bunun faydasını ve etkisini dünya ve ahirette görür. Müslüman, her zaman dua yapabilir, ancak bazı ay, gün ve gecelerde Meselâ üç aylarda, özellikle Ramazan aylarında, Kadir, Berat, Mirac, Regaip, Cuma ve bayram gecelerinde, seher vakitlerinde, secde hâlinde, ezan ile kamet arasında, namazdan sonra yapılan duaların kabul olacağı ile ilgili hadisler vardır. Şu zaman ve hallerde dualar kabul olunur;
– Arefe günü yapılan dua,
– Ramazan ayında yapılan dua,
– Cuma günü yapılan dua,
– Her namazın sonunda yapılan dua,
– Seher vakti yapılan dua,
– Yolculuk hallerinde yapılan dua,
– Allah yolunda savaşırken yapılan dua,
– Hastalık hallerinde yapılan dua,
– Ezanla kamet arasında yapılan dua,
– Secde halinde yapılan dua,
– İki secde arasına yapılan dua,
– Kadir gecesi, Mevlid, Regaib, Berat ve Mirac kandillerinde yapılan dua,
– Bayram geceleri yapılan dua,
– İftar zamanı yapılan dua,
– Üç mescidde yapılan dua (Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ),
– Kur’an-ı Kerim hatmi akabinde yapılan dua,
– Rüzgar eserken ve yağmur yağarken yapılan dua,
– Sıkıntılı anlarda yapılan dua,
– Farz namazlardan sonra yapılan dua.
Ramazan ayı, arefe günü, cuma günleri, Recep ayının ilk gecesi, Berat ve Kadir geceleri ile Ramazan ve Kurban bayramı geceleri, oruçlu iken ve iftar vakti.
Ezan ve ikamet arasında ve farz namazların peşinden, gece yarısı ve seher vakti, secde hâlinde ve hâsta iken, yağmur yağarken, Kur’an’ı hatmedince ve camiye giderken, Allah’ın anılması sebebiyle kalbin yumuşayıp inceldiği ve gözyaşı döktüğü vakitler duaların kabul edildiği zamanlardır.
Arafat, Kâbe, Müzdelife, Zemzem suyunun yanı, Peygamberimizin kabr-i saadetleri ile namaz kıldığı mescitler de duanın kabul edildiği şerefli mekânlardır.