Başlık ve şapka, biçim açısından öbür giysilerden daha fazla çeşitlilik gösterir. Türban, silindir şapka, bere, hasır şapka ve fes gibi çeşitli şapkaları kadınlar ve erkekler yüzyıllardır giymektedir.
Önceleri şapkalar, süs olsun diye değil, sıcak ya da soğuktan korunmak için olduğu kadar onu giyen kişinin toplumsal bakımdan özel bir konumu olduğunu belirtmek için de kullanılıyordu. Örneğin krallar, kabile şefleri ve rahipler özel başlıklar giyerlerdi. Günümüzde de kral tacı, piskopos başlıkları, subay şapkaları, üniversiteyi bitiren öğrencilerin giydikleri kepler gibi başlıklar, kişilerin belirli toplumsal konumlarını simgelemektedir.
Çok eskiden, bir savaşçı bir eve girdiğinde miğferini çıkarır ve elini uzatırdı. Miğferini çıkararak ev sahibine güvendiğini, elini uzatarak da elinde silah gizlemediğini gösterirdi. Bir saygı gösterisi olarak şapkaya elle dokunarak ya da onu çıkararak selam verme, bu eski adetin günümüzde yaşayan biçimidir.
Eskiçağlar’da Başlık ve şapka
Günümüzde, kadın şapkalarına göre çok gösterişsiz olan erkek şapkaları, geçmişte daha süslüydü. İÖ 3200’de Mısırlılar saçlarını tüylerle süslerlerdi. Daha sonraları, başlarını güneşten koruyan, hoş kokulu yağlar sürülmüş peruklar kullandılar. Doğuluların çoğu gibi, Mısırlılar da şapka giymezdi. Mısır kralları, başlarına piskopos başlıklarına benzeyen bir taç takar ya da peruklarının üzerine bir keten bez geçirirlerdi. Eski Mısır’da halk başı açık gezerdi. İlk hasır şapka, Teb kentinde İÖ 2000 den kalma bir mezarın üzerindeki kabartmalarda, bir Suriyeli’nin başında görülmüştür.
İÖ 3000’de Girit Adası’ndaki Knossos’ta bir uygarlık kurmuş olan Minoslular, eskiçağların çok değişik ve çok süslü giysilerini giyiyorlardı. Başlarına da uzun, sivri tepeli şapkalar ya da ters çevrilmiş vazo görünümünde yüksek başlıklar geçiriyorlardı. Asurlular’ın da, bazıları günümüzdeki motosikletçi kasklarını, bazıları da sivri tepeli fesleri andıran çok değişik başlıkları vardı.
Persler türban ve başlık giyerlerdi. Oysa Yunanlı tarihçi Herodot sarıktan söz ediyor ve şöyle yazıyordu; Persler’in kafataslarının zayıf olmasının nedeni, başlarını korumak için yaşam boyu (sarık adı verilen) keçe şapkalar giymeleridir.
Yunanlılar ile Romalılar çoğunlukla başı açık gezerler, zaman zaman pelerinleriyle başlarını örterlerdi. Ne var ki, yolculuğa, ava ya da tiyatroya giderken , geniş kenarlı, düz bir keçe şapka giyerlerdi. Yunanlıların petasos adı verilen şapkaları yoksul halk arasında yaygındı.
Eski Roma’da kölelerin başlarını örtmesi yasaklanmıştı. Ama özgürlüklerine kavuştuklarında, kölelikten kurtulduklarının belirtisi olarak Frig’lerin şapkalarına benzeyen koni biçimli başlıklar giyerlerdi. Yunan uygarlığının daha sonraki bir döneminde, kadınlar saçlarını arkaya doğru tarayıp, eşarp ya da filelerle topladılar. Eşarp saçın tümünü ya da bir bölümünü örterdi. Şapka giymezlerdi, ama güneşten korunmak için şemsiye kullanırlardı.