Kabre henüz konulan mükellef olma çağına gelmiş bir müslüman cenazesine karşı salih bir kimse, “يا فولان ، يا ابن فولان” (Yâ fülân, yâ’bne fülâne/Ey filan oğlu/kızı filan!) şeklinde mesela, “Yâ Muhsin! Yâ’bne Emine!” (Ey Emine oğlu Muhsin!) gibi üç kere seslenilir, ölünün ve annesinin isimleri bilinmezse “يا عبد الله ، يا ابن حواء” (Yâ Abdallah, yâ’bne Havva!/Ey Havva oğlu/kızı Allah’ın kulu) denilir.
Sonra da,
اُذْكُرْ ماَ كُنْتَ عَلَيْهِ مِنْ شَهاَدَةِ اَنْ لاَاِلَهَ اِلاّ اللهُ وَ اَنّْ مُحَمَّداًرَسوُلُ للهِ
وَ اَنَّ الْجَنَّةَ حَقٌّ وَ النّاَرَحَقٌّ وَ اَنَّ الْبَعْثَ حَقٌّ وَ اَنَّ السَّاعَةَ أَتِيَةٌ لاَرَيْبَ فِيهاَوَ اَنَّ اللهَ يَبْعَثُ مَنْ فِي لْقُبوُرِ
وَ اَنَّكَ رَضيِتَ بِا للهِ رَبّاً وَ بِا لاِسْلاَمِ دِيناً وَ بِمُحَمَّدٍ نَبِيّاً و بِلْقُرْآنِ اِماَماً وَ بِلْكَعْبَةِ قِبْلَةً وَ بِلمُؤْمِنِينَ اِحْواَناَ
رَبِّيَ اللهُ لآاِلَهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكّلْتُ وَهُوَرَبُّ الْعَرْشِ الْعَظيِمِ
“Hayatında devamlı söylediğin ve kabul ettiğin şekilde söyle: Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Hz Muhammed Allah’ın kulu ve elçisidir. Şüphesiz cennet haktır. Cehennem haktır. Öldükten sonra dirilmek haktır. Kıyamet günü haktır, bunda şüphe yoktur.
Allah Teâlâ kabirlerde bulunanları muhakkak diriltip mahşer yerinde toplayacaktır. Hatırla ki: Rab olarak Allah’a, din olarak İslâm’a, peygamber olarak Hz Muhammed’e, imam olarak Kur’ân-ı Kerîm’e, kıble olarak Kâbe’ye ve müminlerin kardeş oluşuna razı bulunmuş îdin. Rabbim Allah’tır. O’ndan başka ilâh yoktur. O’na tevekkül ettim. O, büyük arşın sahibidir” diye seslenir.
Sonra üç defa,
ياَ عَبْدَ اللهِ قلْ لآاِلَهَ اِلاَّ الله
“Ey Allah’ın kulu de ki: Allah’tan başka ilâh yoktur” diye seslenir;
üç defa da,
قُلْ رَبِّيَ اللهُ وَ دِينيِ الاِسْلاَمُ وَ نَبِيِّ مُحَمَّدٌ
رَبِّ لاَ تَذَرْهُ فَرْداًوَ اَنْتَ خَيْرُلْواَرِثِين
“De ki: Rabbim Allah, dinim İslâm, Peygamberim Hz Muhammed’dir. Ey Rabbim, onu yalnız bırakma. Sen vârislerin en hayırlısısın” diye dua eder.