Mesbuk, imama namazın arasında veya sonunda, mesela, son oturuşta uyan kimsedir. Diğer bir ifade ile Mesbûk, cemaatle kılınan namaza baştan yetişemeyip ilk rekâtın rükûundan sonra imama uyan kimse demektir. İmam ile birlikte “sübhanallah” diyecek kadar rükûda bulunmayan kimse o rekâtı kaçırmış sayılır. Bu kimse kazâ edeceği rekâtları tek başına kılar. Kıraatte bulunur ve sehiv secdesi yapar. Mesela, bir kimse imama sabah namazının ikinci rekâtında uyacak olsa tekbir alır ve susar. İmam ile beraber son oturuşu yapar. Ancak sadece Ettahiyyatü’yü okur. İmam selâm verince ayağa kalkar ve imamla kılamamış olduğu ilk rekâta “Sübhâneke” ve “eûzü besmele” ile başlar, Fatiha sûresini arkasından bir miktar Kur’ân-ı Kerîm’den okur, rükû ve secdeye gider, sonra oturup Ettahiyyatü ile Salli Bârik dualarını ve rabbena atina duasını okuyarak selâm verir.
Mesbuk, imama uyunca Sübhâneke’yi okur mu?
Mesbuk, imama açıktan Kur’an okurken uyarsa Sübhâneke’yi okumaz, sonra yetişemediği rekâtları kazâya başlayınca okur.
Mesbuk, ne zaman kıyama kalkıp yetişemediği rekâttan tamamlar?
İmam selâm verdikten sonra (Allahüekber) diyerek kalkar, eksik kalan rekâtları tamamlar. Bundan önce kalkması uygun değildir. Eğer namaz vaktinin çıkması veya önünden insanların geçmesi gibi bir korku bulunursa kalkabilir. Bununla birlikte mesbuk kimsenin teşehhüd miktarı oturmadan kalkması câiz değildir.