Hükümler, İki türlüdür. Biri teklîfî hükümler, diğeri de vaz’î hükümlerdir. Teklîfî hüküm, mükelleflerin fiillerine taalluk eden ilâhî hitabın eseridir. Bu şekildeki hitap, bir şeyin diğer bir şeye taalluku yoluyla olmayıp diğer bir şeye taalluktan bağımsız bulunur. Vaz’î hüküm ise bir şeyin diğer bir şeye taalluku sebebiyle ortaya çıkan İlâhî hitaptır.
Mesela,
“Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl!”(isrâ 17/78) âyet-i kerimesindeki namazın farz olması durumu, teklîfî bir hükümdür. Vaktin, namaza sebep olması da vaz’î bir hükümdür.
Şer’î hükümlerin ilgili olduğu mükelleflerin fiilleri, ibadetler ile muamelattan ibarettir. Bunlardan öncelikli olarak muteber olan nedir?
Mükelleflerin fiillerinde, öncelikle dünyevî ve uhrevî maksatlara itibar edilir. Mesela namazı sahih olarak eda etmekteki dünyevî maksat, namaz borcundan kurtulmaktır. Bu vazifenin yerine getirilmesiyle şer’î bir borcun zimmetten düşürülmesidir. Bundaki uhrevî maksat ise sevaba kavuşmak, cezadan kurtulmaktır.
Mükelleflerin fiilleri dünyevî ve uhrevî amaçlar açısından hangi kısımlara ayrılır?
Mükelleflerin fiilleri dünyevî maksatlar itibariyle sahih, fâsit, bâtıl, mün’akid, gayr-i mün’akid, nafiz, gayr-i nâfız, lazım ve gayr-i lazım kısımlarına ayrılır. Uhrevi maksatlar itibariyle de azimet ve ruhsat kısımlarına ayrılır.
HÜKÜM NEDİR?
İslâm dininin, insanların dünya ve âhiret mutluluğunu sağlamak üzere getirdiği kuralların bütününe şer’î hükümler (ahkâm-ı şer’îyye) veya ilâhî hükümler (ahkâm-ı ilâhiyye) tabir edilir. Şer’î hüküm denince, âyet ve hadislerin doğrudan ifade ettiği hükümler anlaşılır ve bunlar da konuları itibariyle itikadî, ahlâkî ve amelî olmak üzere üç ana gruba ayrılabilir. Dinin itikadî hükümleri, bütün dinî ahkâmın temelini oluşturur. İman esasları böyle olup bunlara kendi bütünlüğü içinde ve nasların bildirdiği şekilde inanılması esastır. Bu hükümlerle akaid ve kelâm ilimleri ilgilenir. Ahlâkî hükümler, insanların kendi aralarında ve diğer canlılarla ilişkilerini iyileştirip nefsin eğitilmesini hedefleyen hükümlerdir. Ahlâk ve tasavvuf ilimlerinin ana konusunu teşkil ederler.