Caiz kelimesi, “Geçip gitmek, mümkün, geçerli ve serbest olmak” gibi anlamlara gelen cevâz kökünden türemiş bir isimdir. İslâm hukukunda Caiz, yapılması dinen yasak olmayan şey demektir. Diğer bir ifade ile Caiz; yapılması mahzurlu olmayan, işlenmesi suç teşkil etmeyen şey. İzin verilen, müsaadeli, ruhsatlı, olur, olabilir, mümkün, kâbil, münasip gibi manalara gelir.
Caiz görmek, uygun bulmak; Caiz olmak; yapılması mahzurlu olmamak, dînen yasaklanmamış olmak gibi anlamlarda kullanılır. Bunun tersi, caiz olmamak, yani yapılması mahzurlu olmak, doğru olmamak veya dînen yasaklanmış olmak demektir.
“CAİZ DEĞİL” NE DEMEKTİR?
(Câiz değil) demek de:
1– Mekruh,
2– Haram,
3– Fâsid,
4– Küfür,
5– Sahih değildir,
6– İtibar edilmez,
7– Bid’at mânâsına da gelir.
Kur’an’da birtakım fiillerin serbest olup yasak veya günah grubuna girmediği değişik ifade tarzlarıyla bildirilmişse de bunun için câiz kelimesi kullanılmamıştır. Hadislerde ise kelime terim anlamıyla yer almıştır (meselâ bk. İbn Mâce, “Aḥkâm”, 23; Ebû Dâvûd, “Aḳżıye”, 12, “Ḍaḥâyâ”, 6). İlk devirlerden itibaren İslâm âlimleri tarafından çok yaygın bir şekilde kullanılan câizin (câiz olur – câiz olmaz) giderek İslâm hukukunun belli alanlarında farklı kullanım ve anlamlar kazandığı görülmektedir.
Fıkıh usulünde câizin, dinin beş temel teklifî hükmünden biri olan mubah ile yakın ilgisi vardır. Aralarında Gazzâlî’nin de bulunduğu bir grup usulcüye göre câiz mubah ile eş anlamlı olup kişinin yapma veya yapmama hususunda dinen serbest bırakıldığı fiilleri ifade eder. Bu anlamda câiz, yapılması zorunlu olan vâcip ile yapılması tavsiye edilen menduptan farklıdır. Fakat Cemâleddin İbnü’l-Hâcib, Sadrüşşerîa, İbnü’l-Hümâm, İbn Abdüşşekûr gibi bazı usulcülere göre câiz, mubahın yanı sıra dinen veya aklen imkânsız olmayan yahut iki yönü de eşit olan fiilleri de ifade eder. Bu anlayışa göre câiz mubahtan daha kapsamlı bir kavram olup haram ve tahrîmen mekruh dışında kalan teklifî hükümlerin hepsini, diğer bir ifadeyle vâcip, mendup, mubah ve tenzîhen mekruhu içine alır. Ancak bu ikinci tanım, biraz da kelâm ve mantık ilmindeki câizi de tarif kapsamına alma gayretinden kaynaklanmaktadır.