Zemzem, Kâbe’nin kenarındaki mübarek sudur. Bu suyu büyük Peygamber Hz İsmail henüz küçük bir çocuk iken bulup çıkartmış, o günden sonra da Mekke şehri büyümeye başlamıştır. Zemzem içenlere ferahlık veren, rengi kokusu ve tadıyla nefis bir sudur. Hacılar zemzem suyunu şifa niyetine içer ve memleketlerine dönerken zemzem getirirler. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde “Muhakkak ki bu su mübarektir. Açın yemeği, dertlinin şifasıdır.” buyurmuştur.
Hz İsmail’den bir müddet sonra zemzem kuyusu kapatılmış, yeri belirsiz hale getirilmiştir. Asırlar sonra Peygamberimizin dedesi Abdülmuttalip gördüğü bir rüya üzerine Kâbe’nin kenarını kazıp Zemzemi çıkartmıştır.
Çocuk Susadı ve Ağlamaya Başladı
İbrahim (A.S.) hanımı Hacer validemizi ve henüz meme emen oğlu İsmail (A.S.)ı yanına alıp Mekke’ye geldiler. İbrahim (A.S.) hanımını ve oğlunu bugünkü Zemzemin yanındaki büyük bir ağacın altına bıraktı. Bir müddet sonra su bulamadı. Çocuk susadı ve ağlamaya başladı. Anne şefkati ile su aramaya Safa tepesine çıktı. Oradaki çukurluğu hızlıca geçti ve bu sefer de Merve tepesine çıktı. Ve böylece: Safa ve Merve tepeleri arasında tam yedi kere gidip geldi.
İbni Abbas Hazretleri diyor ki:
— İşte bu sebebe binaen hacılar Safa ve Merve arasında say yaparlar.
(İki yeşil sütun ve yeşil florasan lambaları arasında da Hacer validemizin o günkü heyecanına ortak olarak koşarak geçerler.)
Nihayet Hacer validemiz oğlu İsmail (A.S.)”ın yanına geldiğinde Cebrail (A.S.)’la karşılaştı. Arkasına düştü. Cebrail (A.S.) bugünkü kuyunun yerine gelince ayağı ile vurdu, su yeryüzüne çıktı.
Peygamber Efendimiz (S.A. V.):
— İsmail”in anası suyun önünü akmasın diye toprakla kapattı. Kapatmasa idi zemzem devamlı akan bir pınar olurdu.