Safa ve Merve Mekke’de, Kâbe’nin yakınında bulunan karşılıklı iki tepedir. Hacılar bu iki tepe arasında gidip gelerek sa’y dediğimiz vacip bir ibadeti yerine getirirler.
Sa’y kelimesi; koşmak, hızlı yürümek anlamına gelmektedir. Hac ve umrede Kâbe’nin doğu tarafındaki “Safa” tepesinden başlayarak “Merve” ye dört gidiş, Merve’den Safa’ya üç dönüş olmak üzere bu iki tepe arasındaki gidiş-gelişe denir.
Safa, Mekke’nin doğusundaki Ebu kubeys dağının eteğinde Mescid-i Haram’ın kuzeydoğusunda, Merve’den biraz daha daha yüksek ve Kabe’ye daha yakın bir tepedir. Safa’nın tam karşısındaki Merve ise Mekke’nin batısındaki Kuaykıan dağının eteğinde, Harem-i Şerif’in kuzeybatısında ve Kabe’nin Rüknü ırak) köşesinin karşısında yer alır.
Büyük Peygamber Hz İbrahim, hanımı Hacer ile oğlu İsmail’i Kâbe’nin kenarına bıraktığında Hacer, oğlu için su aramaya çıkmış ve Safa ile Merve tepesi arasında defalarca gidip gelmiştir. Hacılar sa’y yaparak onların sünnetlerini de yerine getirmiş olurlar.
Safa ve Merve tepelerinin İslâm tarihinde önemli yerleri vardır. Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (sav) Kureyş müşriklerine İslamı Safa Tepesi üzerine çıkarak açıkça ilân etmiştir.
Safa Merve arası mesafe
Her iki tepe arasındaki uzaklık yaklaşık 400 metredir. Safa ile Merve arasındaki vadi zamanla doldurulup yükseltilerek tesviye edilmiş, zemini yürüyüş için uygun hale getirilerek tepelere çıkmayı kolaylaştıran merdivenler yapılmış ve hac mevsimlerinde geceleri aydınlatılmıştır. İki tepe arasındaki sa’y yapılan alanın üstü
1922′ de kapatılarak hac ve umre yapanlar kısmen güneşten ve tozdan korunmuştur. 1955-1976 yılları arasındaki genişletmede burası Mescid-i Haram’a katılmış ve sa’y yolu iki katlı olarak tasarlanmıştır.
Safa ve Merve İle İlgili ayetler
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Şüphesiz, ‘Safa’ ile ‘Merve’ Allah’ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka’be’yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir. (Bakara Suresi, 158)