İslamın dördüncü şartı Oruç tutmaktır. Bu büyük ibadet de Allah’ın müslümanlara farz kıldığı bir ödevdir. Oruç tutmaya gücü yeten her mü’min senenin Ramazan ayında eksiksiz olarak orucunu tutar. Yüce Allah: “Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, günahlardan sakınasınız diye size de farz kılındı” buyurmuştur.
Peygamber Efendimiz (sav) de: “Ramazan ayı gelince cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır.” buyurmuştur.
Oruç’un Arapça olarak karşılığı “Savm”dır. Savm; nefsi bazı şeylerden men etmek demektir.
Oruç, imsak vaktinden, iftar vaktine yani sahur vaktinden akşam ezanlarının okunmasına kadar olan süre içinde yememek, içmemek, cinsî münasebette bulunmamak, demektir. Müslümanlar bu emri Allah’ın rızasını kazanmak için severek yerine getirirler. Ramazan ayı mânevî bir huzur ve saadet ayıdır. Oruç sayesinde insan pek çok kötü duyguların; kin, hırs, bencillik ve ahlaksızlığın önüne geçer. Ruhu aydınlanır, bedeni güçlenir. Bütün bir sene yorulan midesi tam bir istirahata kavuşur. Oruçlu zengin, açlığın ve fakirliğin ne demek olduğunu daha iyi anlayarak yoksullara yardım elini uzatır. Oruç sayesinde, sadece Allah’ın rızası için helal olan işleri yapmayan kimse, daha sonra haramlara asla yaklaşmaz.
Oruç, müslüman topluluklara bir bayram havası yaşatır. Ramazan ayı yüce Allah’ın rahmet ve bereket ayıdır. O ayda yapılan ibadetler diğer aylarda yapılanlardan çok daha sevaptır.
Hiç bir samîmi müslüman bile bile orucunu yemez. Eğer bir hastalık veya özür sebebiyle oruç tutmuyorsa bile, tutanlara saygı gösterir. Ramazan ayına hürmet Allah’ın affına vesile olur.
Niçin oruç tutmalıyız?
Mümin, herhangi bir menfaat düşüncesi ile değil yalnız Allah’ın emri olduğu için ve onun rızasını kazanmak maksadıyla oruç tutmalıdır. Orucunu bedene, topluma kazandırdığı hususların bulunması ile beraber, insan orucu bunlar için değil sadece Allah emrettiği için tutmalıdır.
Hz. Ali (radıyallâhu anh) diyor ki:
– Karşılığında bir menfaat umarak yapılan ibadet, ticaretçinin ibadetidir.
– Korku sebebiyle yapılan ibadet kölenin ibadetidir.
– Allah’ın nimetlerine şükretmek maksadıyla yapılan ibadet, hür olan kimsenin ibadetidir. (Ali el-Kârî, Mirkâtü’l-Mefâtih, 2/135)
Makbul olan ibadet, Hz. Ali’nin de belirttiği gibi Allah’ın nimetlerine karşı şükran borcunu yerine getirerek onun rızasını kazanmak maksadıyla yapılan ibadettir.
Allah, ancak böyle samimi bir düşünce ile yapılan ibadetleri kabul eder.