Zeyneb binti Cahş, Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (sav) halası Ümeyme’nin kızıdır. Hz Zeynep 588 yılında Mekke’de dünyaya gelmiş, babası Mekke’ye dışardan gelip yerleşmiş bulunan Cahş b. Riyab’dır. Hz Zeynep, Hicretin beşinci yılında Peygamber Efendimiz ile evlenmiştir. Asıl adı “Berra” olup “Zeynep” ismini Hz Muhammed (sav) vermiştir.
Hz Peygamber (sav), künyesi “Ümmü’l-Hakem” olan halasının kızı Zeynep’i, Zeyd b. Hârise ile evlendirmişti. Ne var ki Zeyd ile Zeynep anlaşamadılar. Geçimsizlik gittikçe büyüdü. Zeyd, Zeynep’ten boşanmayı düşündü. Bunu Hz Peygamber’e (sav) açtı. Hz Peygamber (sav) oğlu gibi sevdiği Zeyd’in evliliğinin yürümemesinden büyük üzüntü duyuyordu. Zeyd’e “Allah’tan kork, karını boşama!” diye nasihatte bulundu. Zeyd, Resûlullah’a (sav) aynı istekle birkaç defa daha geldi. Allah’ın Resûlü (sav) her seferinde aynı tavsiyede bulundu. Fakat sonunda Zeyd’le Zeynep boşandılar. Aradan birkaç ay geçti. Zeynep’in iddeti dolmuştu. Bu sırada şu âyet nâzil oldu: “Allah’ın açığa çıkaracağı şeyi kalbinde gizliyordun. Ve halktan korkuyordun. Halbuki korkulmaya en ziyade lâyık olan Allah’tır. Zeyd, o kadından alâkasını kesince biz onu sana zevce yaptık ki müminlere, evlâtlıklarının kendilerinden alâkalarını kestikleri zevcelerini almakta bir zorluk olmasın. Allah’ın emri yerine gelecektir” (Ahzâb 33 / 37). Resûlullah (sas) “Kim gidip Zeynep’e müjde verecek ve Allah’ın onu semada benimle evlendirdiğini haber verecek?” diyerek bu âyetin Hz Zeynep’e bildirilmesini istedi.
Böylece Zeynep bint Cahş da müminlerin anneleri arasına katılmış oldu. Zeynep çok namaz kılan, çok oruç tutan bir kadındı. Deri tabaklayıp deriden eşyalar yapardı. Bunları satarak kazandığı parayla da sadaka verirdi.
Hz Peygamber’den (sav) sonra (Hicretin yirminci yılında (641) eşlerinden ilk olarak Zeynep bint Cahş vefat etti. Vefatında, dönemin halifesi olan Hz. Ömer cenaze namazını kıldırmıştı. Dört tekbirle kılınan namazdan sonra bizzat kendisi kabre inip onu defnetmek istemişse de bu istek Hz. Peygamberin diğer hanımları tarafından reddedilerek kendisinin kabre inmesinin helal ve doğru olmadığı hatırlatılmıştı. Ancak onun yakınlarından olan kimselerin buna hakkı olduğu bildirilmiştir. Bunun üzerine onun yakın akrabalarından olan iki kişi kabre inip onu Baki’ mezarlığına defnettiler. Hz. Ömer, bütün müslümanların çıkıp onu, son yolculuğuna uğurlamasını istemiştir. Vefat ettiği zaman 53 yaşında idi.