Payganber Efendimiz Hz Muhammed (sav) 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicret etti. Bu kutlu yolculuk yani Peygamber Efendimiz (sav) Yesrib’e ulaştı. Artık Yesrib, Yesrib olarak kalmayacak; Medinetur-resûl adını alacaktı; yani Peygamber şehri, O peygamber ki kendisini evlerine davet edenlerin hiçbirini kırmak istemiyordu; Kasvâ adındaki devesini kendi başına bıraktı ve onun önünde çökeceği eve misafir olacağını bildirdi. Fakat Kasvâ, bir arsaya çöktü. Bunun üzerine Allahın elçisi (sav) oraya en yakın haneye misafir oldu. Bu bahtiyar hane, Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin eviydi. Devenin çöktüğü arsaya da Mescid-i Nebevî’nin yapılmasına karar verildi. Daha sonra Resûlullah (sav) Hz. Zeyd’i Mekke’ye gönderdi ve orada kalan aile fertlerini de Medine’ye getirtti.
Kısa bir süre sonra Hz. Peygamber(sav) ve arkadaşları hep birlikte çalışarak mescidi yapmaya başladılar. Peygamberimiz (sav) de ashabıyla birlikte çalışıyor, taşları, ağaçları taşıyarak onlara yardımcı oluyordu. Mescidin yapımı kısa sürede tamamlandı. Resûlullah’ın (sav) evi de bu mescide bitişik odalardan meydana geliyordu.
Mescidin güney duvarı boyunca Suffe denilen bir gölgelik bulunmaktaydı. Suffe gündüzleri bir okul şeklinde kullanılan, geceleri ise barınacak yeri olmayan, kimsesiz, bekâr, Medine’ye göç etmiş ilim talebelerinin kalabileceği bir yerdi. Burada kalanlara ashâb-ı Suffe denirdi. Peygamberimiz (sav) onların ihtiyaçları ile yakından ilgilenir ve zengin müslümanları onlara yardıma teşvik ederdir.
Kardeşlik
Mekke’den gelen muhacir müslümanlar baskı ve işkenceden kurtulmuşlardı. Ancak yine de yeni bir şehre yerleşmenin getirdiği birçok sorun vardı karşılarında: İlk sorun, Medine’nin iklimine alışkın olmadıkları için muhacirlerin hastalıklarla boğuşmalarıydı. Ensarın bütün yardım-severliğine rağmen, yeni bir şehirde evsiz ve işsiz olmanın güçlüğü ikinci bir sorundu. Ensarın yardımlarının daha sistemli hale getirilmesi ve herkesi kuşatan bir bütünleşmenin sağlanması gerekiyordu.
Kâinatın sevgilisi Hz. Muhammed (sav) Medine’ye varışının üzerinden beş ay geçmiş, bu süre içinde hastalıklar da büyük oranda atlatılmıştı. Resûlullah (sav) ensar ve muhacirlerin katıldığı bir toplantı düzenledi. Bu toplantıda maddî açıdan müsait olan Medineli her ailenin, birer muhacir aileyi kendi yanlarına almaları kararlaştırıldı. Bu, bir kardeşlik antlaşması idi. Kardeş aileler birlikte çalışacaklar ve her şeyi paylaşacaklardı. Böylece 186 Mekkeli aile, Medineli kardeşlerinin evlerine yerleştirildi. O güne kadar birer misafir olan muhacirlerin artık kardeşleriyle paylaştıkları bir evleri ve işleri vardı. Muhacirler, bu yeni şehirde sosyal ve ekonomik açıdan kendilerine yeterli olana kadar bu durum devam edecekti.