Zekat lügat deyiminde temizlik, bereket, çoğalma, güzel övgü manalarını taşır. Din deyiminde ise; ölçülere göre zengin olan (Nisab miktarına ulaşmış) müslümanların seneden seneye malının ve parasının kırkta birini fakir olan müslümanlara vermesidir. Diğer bir ifade ile Zekat, dinen zenginlik ölçüsü kabul edilen miktarda (nisap) mala sahip olan kimselerin Allah rızası için muayyen kişilere vermesi gereken belli miktarı ifade eder.
Zekat Vermesi Gereken Kişiler
Bir kişinin zekât vermekle yükümlü olması için kendisinde şu şartların bulunması gerekir:
• Müslüman olmak: Zekât bir ibadet olduğundan bir kişinin zekâtla yükümlü olabilmesi için öncelikle müslüman olması gerekir.
• Akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş olmak: Hanefî mezhebine göre çocukların ve akıl hastalarının malına zekât düşmez. Şafiî mezhebine göre ise zekât verecek kadar mala sahip olan akıl sağlığı bozuk kişilerin ve çocukların zekâtlarını velileri veya vasileri onlar adına verirler.
• Özgür olmak: Özgür olmak, sahip olduğu mal üzerinde yeterli yetkiye ve o malı kullanma imkânına sahip olmak demektir. Bu imkândan yoksun olan kişi zekât vermekle yükümlü değildir.
• Zengin olmak: İslâm dinine göre zengin “temel ihtiyaçlarını karşılayıp borçlarını ödedikten sonra geriye kalan malı nisap miktarına ulaşan” kişidir. Bu özelliklere sahip olan kişi dinen zengin sayılır ve elindeki malın üzerinden bir yıl geçtikten sonra zekât vermekle yükümlü duruma gelir. Elinde nisap miktarı veya daha fazla malı olduğu halde, bu birikimi ancak borçlarının karşılığı olan kimse de zekat vermekle yükümlü değildir.