Doğruluk, insanın dudağı ile kalbi arasında bir uyumsuzluk veya çelişkinin bulunmaması; özün, sözün, amelin ahenk içinde olmasıdır. Doğruluk; Doğru olma hâli, dürüstlük, sıdk, sadâkat, istikamet, hak, birr, hidâyet anlamına gelen itikadî ve ahlâkî bir kavramdır. Doğruluk, insanın kalbiyle barışık olmasının meyvesidir; güzel şahsiyetin esasıdır; makbul bir huy ve hayırlı bir süstür. Kişinin düşüncelerinde, sözlerinde, niyetlerinde ve amellerinde kendini gösterir.
Doğruluktan ayrılmayan insan aynı zamanda âdil, dürüst, sözünde duran, güvenilir, istikamet üzere dosdoğru, samimi, haktan ve haklıdan yana, özü sözü bir olan kişidir.
Doğruluktan sapmış bir insandan yalan, hile, aldatma, bâtıl, güvensizlik, sahtekârlık, iki yüzlülük, riyâ, samimiyetsizlik, ihanet beklenebilir.
Doğruluğun insana hem maddî hem manevî pek çok getirileri vardır. İç huzuru, korkudan ve üzüntüden uzak olunması, bereket, insanlar arasında saygınlık, geçmiş günahların bağışlanması, gelecekte büyük ecirler elde edilecek olması, cennete kavuşmak, meleklerin dostluğu bunların sadece bir kısmıdır.