Savaş düzeni alan İslam ordusu ile küfür ordusu arasında savaş başlamıştı. Müşriklerin sancaklarını taşıyan sancaktarları birer birer öldürülmeye başlanmıştı. Bu durum Allah’ın izniyle müşrik ordusunda büyük bir tedirginlik yarattığı için kısa sürede perişan olmalarını sağlarken, Müslümanlara büyük bir moral vermişti. Müşrikler daha fazla dayanamayacaklarını anladıkları için geri kaçmaya başlamışlardı. Yani Müslümanlar büyük bir zafer daha elde edeceklerdi. Ancak savaş başlarken Hz. Peygamber Uhud dağına okçular yerleştirmiş ve onlara sonuç ne olursa olsun kesinlikle yerlerinden ayrılmamalarını söylemişti. İşte müşriklerin bozguna uğradını gören bu okçuların büyük bölümü zaferi kazandık diyerek ganimet toplamak için yerlerini terk etmişlerdi. Bu olayı gören müşriklerin savaş kahramanı Halid bin Velid yanına aldığı bir birlik ile okçuların terk ettiği bölgeden gelerek Müslümanları arkadan kuşatmıştı. Bu şekilde Müslümanlar iki taraflı hücuma maruz kalmışlardı. Yani bir anda savaşın seyri değişivermişti. Bu defa Müslümanlar bozgunu yaşamaya başlamışlardı. Ve sonuç gerçekten hazin, ibretli ve düşündürücü idi. Müslümanlardan aralarında Hz. Hamza ve Hz. Mus’ab bin Ümeyr gibi güzide sahabilerinde bulunduğu 70 kadar sahabe şehid olurken, yine aralarında Hz. Peygamberinde bulunduğu birçok Müslüman yaralanmıştı. Böylece Uhud Gazvesi hüzünlü bir şekilde son bulmuş oluyordu.