Allahın 99 ismi (esmaül hüsna) El Kuddüs ne anlama geliyor? Zatının kusursuzluğu, fiillerinden ve eserlerinden anlaşılan, Kuddûs olan Rabbimizin; kâinattaki düzeni sağlayan kanunları da, insanların fiillerini ve durumlarını tanzim için gönderilen şer`i kanunları da temizliği netice veriyor.
Bismillahirrahmanirrahim
Kuddûs ismi, kuds”tan türemiş olup arılık ve temizlik anlamındadır. Allah-u Teâlâ Kuddûs”tür. Yani zatında, sıfatında, fiillerinde, hükümlerinde O”na layık olmayan tüm vasıflardan, sonradan olan varlıkların sıfatlarından, tecsimden (cisimlendirmeden) ve teşbihten uzak; noksanlık, çirkinlik, kusur ve şerlerden münezzeh ve mukaddes olandır. Bu ismin, selbi sıfatlardan “muhâlefet-ün li”l havadis” sıfatına dayandığı ifade edilmiştir. Bütün vasıflarda en mükemmel, kutsal ve ulvi olan, tahdid (sınırlandırma) ve tasvire sığmayan, övülmeye layık, kemal, fazilet ve güzellik sıfatları kendisinde olan ve bu üstün sıfatlarla methedilen yani “takdis” edilendir.
İmam Gazali konu hakkında şunları söyler; “O duyuların idrak ettiği, hayalin tasavvur ettiği, vehmin ileri atılıp tahayyül ettiği, fikrin hükmettiği her vasıftan münezzeh ve müberradır. O”nu vasf ederken; “O ayıp ve noksan sıfatlardan münezzehtir” demedim, çünkü böyle bir söz edebe aykırı düşer. Allah insanların kendi nefislerinde, kemal sıfatlar olarak tanıdıkları sıfatlardan da, kendi haklarında noksan kabul ettikleri sıfatlardan da münezzeh ve müberradır.”
Allahın 99 İsmi ve Anlamları Detaylı Bilgi İçin Tıklayın!
Zatının kusursuzluğu, fiillerinden ve eserlerinden anlaşılan, Kuddûs olan Rabbimizin; kâinattaki düzeni sağlayan kanunları da, insanların fiillerini ve durumlarını tanzim için gönderilen şer”i kanunları da temizliği netice veriyor. Bütün emir ve yasakları sosyal hayatın ve insan nefsinin temizliği için gerekli kurallar olduğu gibi “Muhakkak ki Allah çok tevbe edenleri ve temiz olanları sever” (Bakara / 222) gibi ayetleri de kulları küçük dairedeki temizliğe teşvik eder. Maddi-manevi kirlerden temizlenmeyi istemesi; kendi paklığının, kudsiyetinin bir gereği, kendi muhabbetine bir vesile ve kullarının bu isme mahzar olup feyiz ve bereket alması içindir. “Temizlik imandandır” hadisi de yine temizliği imanın nurundan sayarak bu hakikate teşvik eder.
Kuddûs isminin tecellisi, bütün zamanlar ve mekânlar için söz konusudur. Nasıl ki bu dünyada yaratmayı-idareyi eşsiz hükümleriyle kusursuz ve temiz bir şekilde yapıyor ise diğer bir zaman dilimi olan ahirette de bu temizleme faaliyetleri devam edip, cehennem bir cihette Kuddûs isminin tecellisiyle günah kirlerini yakmakla âlemi temizleyecek, cennette de yani “Haziretu”l-kuds” (kutsal alan)”da da dünyevi bütün olumsuzluklardan, sıkıntılardan ve belalardan kullarını yine Kuddûs ismiyle uzak tutacaktır.
Risale-i Nur”da, Kuddûs isminin İsm-i Azam”ın altı nurundan bir nuru olduğu belirtilerek kâinattaki varlıklar üstündeki tesirleri şöyle anlatılır:
“Bu kâinat ve dünyamız sürekli işler halde bulunan bir fabrika ve sürekli dolar-boşanır bir hana benzer. Böyle hareketin, değişimin, dönüşümün ve üretimin olduğu yerlerde normalde atık maddeler, kirler meydana gelir. Fakat görüyoruz ki dünyada oluşan her atık maddesi diyebileceğimiz şeyler hemen bir “dönüşüm makinesine” atılır, temizlenir. Pak olan ve paklığı seven Kuddûs Rabbimiz bu fabrikaya çok iyi bakıyor. Kâinat sarayındaki bu paklık, safilik, nuranilik ve temizlik; sürekli ve hikmetli temizliğinden ileri geliyor. Öyle ki fabrikanın büyüklüğü nispetinde kirler ve atık maddeler bulunmuyor. Aksine onun büyüklüğü oranında temizliğine çokça dikkat ediliyor.
Mesela şu yeryüzünde her sene yaşanan ölümler ve hayatların neticesi olarak binlerce hayvanın cenazesi ve bitki türlerinin enkazları, karaları ve denizleri öyle kirletiyor ki, Kuddûs isminden gelen kudsi temizleme emirleri olmasaydı bu kirlerden dolayı hayat devam edemezdi. Bu ismin tesiriyle, denizdeki etobur temizlikçiler, karaların kartalları, kurtlar ve karıncalar gibi cenazeleri toplayan sağlık görevlileri temizlik işlerinde çalışıyorlar. Kandaki alyuvar-akyuvarlar nasıl hücrelerdeki temizliği sağlıyorsa, nefes dahi o kanı tasfiye eder, göz kapakları; gözü, kuşlar ve sinekler de kendi kanatlarını temizler. Bu temizlik emirlerini hava ve bulut dahi dinler. Hava yeryüzüne konan toz toprağa, süprüntülere üfler, bulut süngeri zemin bahçesine su serper, toz toprağı yatıştırır. Sonra gökyüzünü çok zaman kirletmemek için çabuk pılısını-pırtısını toplayıp, çekilir gizlenir. Göğün güzel yüzünü silinmiş ve süpürülmüş, parıl parıl parlar olarak bırakır.
Bu emirleri unsurlar, madenler, bitkiler, hayvanlar dinlediği gibi atomlar da dinler. Sürekli bir dönüşümün yaşandığı maddenin bünyesindeki hayret verici değişim fırtınaları içindeki hıza rağmen bir yerde lüzumsuz toplanmıyorlar, en pak vaziyetleri almak için Kuddûs”ün hikmet eliyle sevk olunuyorlar.”
Kuddûs sözcüğünün aslı, arılık ve temizlikten gelir demiştik. Beyt”ül-makdis (kutsal ev) ismi de buradan gelmektedir. Bu mescitte günah ve kirlerden temizlenildiği için böyle bir isim verilmiştir. Hazreti Cebrail”e de “Ruhul Kudûs” (Kutsal Ruh) denmesi Rabbimizin emir ve yasaklarını meleklere ve peygamberlere ulaştırmakla görevli vahiy meleğinin, kusurlardan arınmış ve temizlenmiş olup, insanları da manevi açıdan temizleyen vahyi getirmesi sebebine dayandırılır.
Efendimiz (s.a.v) bu ismin önemine işaret ederek, meleklerin tesbih ederken “Subbûhun, Kuddûsun, Rabbu”l-melâiketi ve”r-Rûh” dediklerini haber vererek onların tesbih ve takdislerine şahitlik eder, rükû ve secdelerinde de bu zikri okurdu.
Elhamdulillahirabbilalemin…
Nevin Yapıcıoğlu