Hz. Muhammed’in Dilencilik Ve Meskenetten Nefret Etmesi
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in ikram bulutu her zaman sağanak sağanak yağmasına rağmen, bir kimsenin çok acil ihtiyacı olmadığı halde dilenmesi çok gücüne gider ve şöyle derdi: “Bir kimsenin sırtına odun yükleyip getirerek pazarda satıp şeref ve haysiyetini koruması, insanlardan dilenmesinden çok daha iyidir.”
Bir gün ensardan biri geldi ve kendisinden birşeyler istedi. Hz. Peygamber sal-lallahu aleyhi vesellem “Yanında birşey yok mu?” diye sorunca o kişi, “Sadece bir kısmıyla örtündüğüm, bir kısmını da altıma serdiğim bir yaygım var, bir de su içtiğim tas var” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ikisini getirtti. Sonra: “Bunları kim satın alır?” diye sordu. Biri iki dirhem verdi. Hz. Peygamber, “Bundan daha fazla fiyat veren var mı?” buyurdu. Biri çıktı ve iki katını vererek dört dirheme ikisini satın aldı. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem o ensarîden dirhemleri aldı ve adama vererek, “Bir dirhemlik yiyecek-içecek satın al ve evine görür. Kalanıyla bir ip satın al ve sahradan odun toplayıp getirerek şehirde sat, para kazan” buyurdu. Onbeş gün sonra aynı kişi Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in huzuruna geldiğinde elinde on dirhem birikmişti. Bununla bir miktar kumaş, bir miktar da buğday aldı. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem: “Bu mu daha iyi, yoksa kıyamet günü, mahşerde miskinlik lekesi yüzünde iz yapmış olarak gitmek mi daha iyi?” buyurdu.”
Bir gün birkaç ensarî geldiler ve Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’den birşeyler istediler. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem onlara ikramda bulundu.
Yanında kaldığı sürece onların isteklerini geri çevirmedi. Ama hiçbirşey kalmayınca, “Bende birşeyler olduğu sürece sizden esirgeyerek yanımda tutmam. Ama Allah’tan, kendisini meskenet ve dilencilikten kurtarmasını dileyen kimseyi Allah bundan kurtarır. Allah’tan zenginlik isteyene Allah zenginlik lütfeder. Sabredeni ise sabırlı kılar ve sabırdan daha iyi, daha bereketli bir servet kimseye verilmemiştir” buyurdu.”
Hakîm b. Hizam Mekke fethinde müslüman olmuştu. Bir gün, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’den birşeyler istedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ona istediğini verdi. Birkaç gün sonra yine istedi. Hz. Peygam-benr sallallahu aleyhi vesellem istediğini yine verdi. Üçüncü gün tekrar istedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem yine birşeyler ikram eti ve: “Ey Hakîm! Zenginlik, tatlı ve yeşil —yani insanı çekicidir—. İnsan kendine verileni gönül tokluğuyla karşılarsa, o bereketlenir. Ama hırs ve tamahla karşılarsa, ondan mahrum olur. Bu, yediği çıkıp giden ve karnı hiç doymayan insana benzer. Yüksek el alçak elden —yani veren el, alan elden— daha hayırlıdır” buyurdu. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in bu sözleri Hakîm üzerinde o kadar derin etki bıraktı ki, bundan sonra, yaşadığı sürece hiçbir zaman hiç kimseden en ufak birşey istemedi.”
Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem Veda Haccı sırasında sadaka olarak bir miktar para dağıtmıştı. Bu sırada güçlü-kuvvetli bir adam da sadaka almak üzere geldi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem onu görünce “İstersen sana da vereyim. Ama zengin veya güçlü-kuvvetli adamlann bunda hakları yoktur” buyurdu.”
Kubeysâ adında bir adam borçlanmıştı. Adam Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’e gelerek halini arzetmiş, Resûl-i Ekrem de kendisine yardım vaad ederek; “Ey Kubeysâ! Üç tür insan vardır ki yardım isteyebilirler: 1— Borçlular. İhtiyaçları karşılandıktan sonra yardım istemekten vazgeçmelidirler. 2— Ani bir felaket yüzünden herşeylerini kaybedenler. Bunların da durumu düzelince yardım istemekten vazgeçmelidirler. 3— Açlıktan kıvrananlar. Ancak açlıklarını giderecek kadar yardım isteyebilirler. Bunların dışında dilenenler haram yemiş olurlar” buyurdu.”
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem kendisi veya yakınları için sadaka yahut zekat almayı kabul etmez, bunu zillet sayardı. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem: ‘”Bazan evime girdiğim zaman bir yanda bir miktar hurma görür ve yemek isterdim. Ama belki biri tarafmdan bırakılmış bir sadakadır diyerek bunları yemekten uzak dururdum” buyurmuştur.”
Bir keresinde Hz. Hasan (ra) sadaka olarak verilen hurmayı alıp yemeye başlamış, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ona “Ailemizin sadaka yemediğini bilmiyor musun?” buyurmuş, Hz. Hasan da o hurmayı ağzından çıkarıp atmıştı.”
Bir kimse Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’e birşey getirdiğinde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem onun hediye mi yoksa sadaka mı olduğunu sorardı. Hediye olduğu söylenirse kabul eder, sadaka ise başkalarına dağıtır, kendisi asla kullanmazdı.