Hz. Muhammed (sav) misafirleri nasıl karşılardı? İşte Peygamber Efendimiz Hz Muhammed (s.a.v)’in Konukseverliği
Arabistan’ın çeşitli yerlerinden, bölge ve eyaletlerinden bölük bölük insanlar Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’e geliyorlardı. Remle (ra) adında bir kadın sahabî vardı. Evi misafirhane gibiydi. insanlar buraya misafir olarak gelirlerdi. Ümmü Süleym (ra) ile zengin ve cömert bir ensar kadını olan Ümmü Şüreyk (ra)’nın evi de bir bakıma misafirhane gibiydi. Özel kişiler peygamber mescidine misafir edildikleri için Sakîf heyeti de orada misafir edilmişti. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in bizzat kendisi misafirlerle uğraşıyor, onlara ikramda bulunuyordu. Şu veya bu şekilde gelen hiç kimse yedirilip içirilmeden geri dönmüyordu. Cömertlikte inanan-inanmayan ayrımı yapılmıyordu. Müşrik-kafir herkes Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselîem’in misafiri oluyor, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem hepsini eşit şekilde misafir edip ağırlıyordu. Habeş heyeti gelince onları bizzat kendi evine misafir etti ve doğrudan doğruya kendisi onlara hizmet etti. Bir keresinde bir kafir, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesel-lem’e misafir oldu. Allah Resulü ona keçi sütü ikram etti. O da tastaki sütün hepsini içti. Allah Resulü ikinci bir keçi getirip sütünü sağdırdı, onu da ikram etti. Onun da hepsini içti ama yetmedi. Sonunda adamı doyurmak için yedi keçi sağılmak zorunda kalındı.
Bazen öyle olurdu ki misafir geldiğinde evde ne varsa ikram edilir, ev halkının hepsi aç kalırdı. Allah Resulü gece arasıra kalkar, misafirini kontrol eder, bir ihtiyacı olup olmadığına bakardı.
Sahabe içerisinde en yoksulu, kimsesiz ve çaresiz olanı suffe ashabıydı. Onlar müslümanların genel misafiri olmakla birlikte en çok Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in misafiri olma şerefine sahip olurlardı. Bir keresinde Allah Resulü sallallahu aleyhi vesellem; ‘-‘Kimin evinde iki kişilik yiyecek varsa, bunlardan üç kişiyi, kimin evinde dört kişilik yemek varsa, bunlardan beş kişiyi alıp götürsün” buyurdu. Nitekim Ebu Bekir (ra) üç kişiyi alıp götürdü. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ise yanına on kişiyi alıp götürdü.
Suffe ashabından Ebu Hüreyre (ra), kendi açlık ve yoksulluğunu bir destan gibi çok dramatik bir şekilde anlatarak şöyle diyor: “Bir gün açlıktan bîtâb düşmüş halde herkesin gelip geçtiği bir yere oturdum. Oradan Ebu Bekir (ra) geçti. Aslında açlık halimi arzederek bana birşeyler ikram etmesini umarak ona Kur’an-ı Ke-rim’in bir âyetini sordum. Fakat çekip gitti ve halimle ilgilenmedi. Hz. Ömer’e de aynı şeyi yaptım, o da Hz. Ebu Bekir (ra) gibi durumumu anlamadı ve çekip gitti. Sonra Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem geçti. Bana baktı ve tebessüm ederek: “Benimle gel” buyurdu. Birlikte evine vardığımızda bir bakraç süt gördük. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem soruşturunca birinin hediye olarak gönderdiği anlaşıldı ve bana: “Git suffe ashabmı çağır gelsinler” buyurdu. Gidip onları çağırdım. Hepsi gelince Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem hepsine teker teker içirmem için bakracı bana verdi.”
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in evinde ancak dört kişi tarafından taşınabilecek büyüklükte bir kazan vardı. Öğle yemeği vakti gelince bu kazan getirilir, suffe ashabı onun çevresine dizilerek Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesel-lem’le birlikte ondan yerlerdi. Bazan o kadar kalabalık olurdu ki, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem oturmaya yer bulamayıp çömelirdi.[354] Mikdâd şunu anlatıyor: “Benimle kalan iki arkadaşımla açlıktan öyle perişan olurduk ki. Bir gün şiddetli açlıktan dolayı gözlerimiz görmez olmuştu. Birçok kişiye başvurarak bizi doyurmalarını rica ettik. Fakat hiç kimse ricamızı kabul etmedi. Sonunda Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’e gittik ve durumumuzu anlattık. Bizi alıp evine götürdü. Üç keçiyi gösterdi. “Bunların sütüyle karnınızı doyurun” buyurdu. Biz de keçileri sağarak hissemize düşen sütü içip karnımızı doyurduk.
Bir gün Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bütün suffe ashabını alıp Hz. Aişe’nin evine gitti. Hz. Aişe’ye, ne varsa getirmesini söyledi. Pişirilmiş, hazır un çorbası getirilip konuldu. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem yemek için başka birşey daha isteyince, yağda kızartılmış kuru hurma getirildi. Arkasından büyük bir tas içerisinde süt getirildi. İşte bu, misafire ikram edilen yemeğin sonuydu.