Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi Vesellem’in Uykusu, Hz Muhammed’in Namazı ve Kıldığı Namazlar ile Hz Muhammed’in Gece ibadeti bilgisini bu sayfada derledik.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in uyku alışkanlığı şöyleydi: Yatsı namazının ilk vakti girer girmez namazı kılar, sonra istirahata çekilerek uyurdu. Uyumadan önce sürekli îsrâ, Zümer, Hadîd, Haşr, Saf, Tegâbün ve Cum’a sûrelerini okuyarak uyurdu. Tirmizî’nin Şemail bölümünde, uykuya çekilirken şunları söylediği rivayet edilmiştir: “Ey Allahım! Senin adını anarak ölüyor ve dinliyorum. Uyandığı zaman ise: “Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamd ve sena ederim, herkesin gidiş ve dönüşü O’nadir” diye dua ederdi. Gece yansı veya üçte biri geçtikten sonra uyanır, misvakı daima başucunda durur, kalkınca önce dişini misvaklar, sonra abdest alır ve ibadetle meşgul olurdu. Secde ettiği yere başını koyarak uyurdu.
Daima sağ tarafına yatar ve sağ elini yanağının altına koyarak uyurdu. Sefere çıkıp gecenin ilk yarısında konakladığı yerde istirahat edip uyursa o zaman sağ kolunu yukarı doğru uzatır, rahat uyumak için yüzünü kolunun üzerine yaslardı. Uyku sırasında az miktarda horultu sesi gelirdi.
Altına birşey serme âdeti yoktu. Bazen basit bir döşek üzerinde, bazen bir deri üzerinde, bazen hasır üzerinde, bazen de çıplak toprak üzerinde uyurdu.
Hz Muhammed’in Gece ibadeti
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in ev uğraşlarını ve zikirlerini Hz. Aişe kadar iyi bilen başka biri olamazdı. Ondan şöyle rivayet edilmiştir: “Müzzemmil sûresinin ilk âyetleri indiğinde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem o kadar çok namaz kıldı ki ayakları şişti. On iki ay boyunca aynı sûrenin daha sonraki âyetleri nazil olmadı. Tam bir yıl sonra sûrenin geri kalan âyetleri gelince, o ana kadar farz olan gece namazları nafile olarak kaldı.
Geceleyin sekiz rekatı ardarda kılar, sekizinci rekatta oturur, sonra bir başka rekat daha kılar ve onda oturup selam verirdi. Bundan sonra iki rekat daha kılardı.
Böylece onbir rekat kılmış olurdu. Fakat yaşı ilerleyip mübarek vücudu biraz ağır-laşınca yedi rekat kılar arkasından iki rekat kılardı. Arasıra geceleyin fazla uyku gelip bu prensibinde bir değişme olursa gündüz on iki rekat kılardı.
Ebû Dâvûd’da Hz. Aişe’den yapılan bir başka rivayette şu sözler nakledilmiştir. “Yatsı namazını cemaatle kıldıktan sonra eve gelir ve burada dört rekat daha kıldıktan sonra istirahata çekilip uyurdu. Abdest suyunu ve misvakını başucuna kor, uyanınca önce dişlerini misvaklar sonra abdest alır ve seccadesinin üzerinde sekiz rekat namaz kılardı.”
Abdullah b. Abbâs (ra) şunu anlatır: Bir gün Hz. Peygamberin temiz eşlerinden biri olan halam Meymûne’nin yanına gittim. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in gece nasıl namaz kıldığını görmek için geceyi özellikle orada geçirdim. Allah Resulü bir köşede ben de bir köşede uyudum. Hemen hemen gece yarısına doğru gözlerini ovarak uykusundan uyandı. Al-i îmrân sûresinin son on âyetini okudu. Orada asılı duran su tulumundan abdest aldı, sonra namaza başladı. Ben de abdest alarak sol tarafma durdum. Elimi tutarak sağ tarafına geçirdi. Onüç rekat namaz kıldıktan sonra uykuya yattı. Bir süre sonra nefes alış sesleri gelmeye başladı. Sabahleyin Bilâl-i Habeşî ezan okudu. Allah Resulü kalktı ve sabah namazının sünnetini kıldıktan sonra mescide gitti.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in Namazı ve Kıldığı Namazlar
Önceleri Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem her namaz için abdest alırdı. Bu ağır gelmeye başlayınca beş vakitten her biri için misvak kullanmaya devam etti. Mekke’nin fethinde ilk defa bir abdestle birkaç namaz kıldı.[67] Yine de öteden beri adeti olduğu üzere çoğu kere abdest tazelemeye devam etti. Abdest alırken genellikle üç kez ellerini yıkar, sonra ağzına su alıp gargara yapar ve burnuna su çekerdi. Bundan sonra üçer kez yüzünü ve kollarını yıkar başını mesheder ve üç defa da ayaklarını yıkardı. Bazan bir organını üç kez, bir organını iki kez, başka bir organını da bir kez yıkardı. Sünnet ve nafile namazları çoğunlukla evinde kılardı.
Sabah ezanı ile birlikte kalkar, abdestini aldıktan sonra sabah namazının iki rekat sünnetini hızlı kılardı. O derecede ki Hz. Aişe (ra): “Bazen Fatiha sûresini okudu mu okumadı mı diye düşünürdüm” demiştir. Fakat farz olan iki rekatta genellikle uzun sûreler okurdu. Abdullah b. Sâib (ra)’dan rivayet edilmiştir ki, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bir defasında Mekke’de sabah namazını kıldırırken Mü’minûn sûresini okumuştu. Bazen Leyi, bazen de Kâf sûresini okurdu. Sahabe-i kiram Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in altmış âyetten yüz âyete kadar okuduğunu söylemektedirler.
Her ne kadar öğle ve ikindi namazlarında sabah namazına göre daha kısa sûreler okurduysa da bu namazların ilk iki rekatlarında Fatiha süresiyle birlikte öyle uzun sûreler okurdu ki, o süre içerisinde bir insan Bakî’ mezarlığına kadar gider, orada işini bitirdikten sonra evine gelir, abdestini alır ve ilk rekata yetişebilirdi. Sahabe-i kiram kendi aralarında bu sürenin ne kadar olduğunu hesap ettiklerinde gördüler ki; ilk iki rekatta Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem, Al-i îmrân, Mü’min ve Secde sûresi sûrelerini birlikte okuyacak kadar ayakta durmaktadır. Son iki rekatta bu süre yarıya inmekteydi, ikindi namazının her ilk iki rekatı ile öğle namazının son rekatlarına eşit ölçüde ayakta dururdu. Son iki rekatında ise önceki rekatların yarısı kadar dururdu. Ebu Saîd el-Hudrfnin rivayetlerine göre Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem, öğle namazının ilk rekatında otuz âyete eşit ve ikinci rekatta onbeş âyet ya da onun yarısına eşit, ikindi namazında ise de on-beş âyete denk okurdu. Câbir b. Sumre (ra) der ki: “Öğle namazında Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem A’lâ sûresini okurdu.”
Akşam namazında genellikle Mürselât ve Tûr sûresini okurdu. Yatsı namazında Tîn sûresini veya ona eşit sûreleri okurdu.
Teheccüd namazında ise çok uzun sûreler okurdu. Mesela Bakara sûresi, Al-i îmrân sûresi ve Nisa sûresi gibi.
Cuma namazının ilk rekatında Cuma sûresini, ikinci rekatında ise, Münâfikûn sûresini ve ara sıra A’lâ ve Gâşiye sûrelerini okurdu.
Bayram namazlannda da yukarda en son söylediğimiz sûreleri, yani A’lâ ve Gâşiye sûrelerini okurdu. Bayram namazıyla Cuma namazı aynı güne rastlarsa, her iki namazda da bu iki sûreyi okurdu.
Cuma günü sabah namazında, Mü’min, Secde ve İnşân sûrelerini okurdu.