Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in günlük olarak her zaman yaptığı gibi, sabah namazını kıldıktan sonra namazım kıldığı seccadenin üzerine diz çökerek oturur, güneş iyice doğuncaya kadar öyle kalırdı. insanlar, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in çevresine oturur, O’nun nasihat ve öğütlerini dinlerlerdi.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem çoğunlukla sahabeye: “Rüya gören oldu mu?” diye sorardı. Eğer biri rüya görmüşse anlatır, Peygamber sallallahu aleyhi vesellem de onu yorumlardı. Arasıra kendi gördüğü rüyaları anlatır, bundan sonra her çeşit konuşma yapılırdı. İnsanlar cahiliye dönemine ait olayları anlatır, şiir okur, tatlı sözler konuşurlardı. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem de sadece tebessüm ederdi. Çoğu kez böyle zamanlarda ganimet mallarını ve çeşitli kişilere bir maaş gibi verilen yardımları dağıtırdı.
Bazı rivayetlerde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in güneş biraz yükselip de gün ilerleyince kuşluk namazı olarak bazen dört, bazen de sekiz rekat namaz kıldığı bildirilmiştir. Bundan sonra eve gider, ev işleriyle meşgul olur, yırtık elbiseleri diker, ayakkabı sökülmüşse kendi eliyle tamir eder ve süt sağardı. ikindi namazını kıldıktan sonra mübarek eşlerinin herbirinin yanma gider, azar azar oralarda kalır, hatırlarını sorar, sonra kimin sırası gelmişse geceyi orada geçirirdi. Bütün eşleri orada toplanır, görüşür sohbet ederlerdi. Sonra yatsı namazı için mescide gider, namazdan sonra odasına döner, mübarek eşleri de kendi odalarma gitmek üzere ayrılınca uykuya çekilirdi. Yatsı namazından sonra konuşmayı sevmezdi.