Vicdan azabı çekmek deyiminin anlamı
İstenilmeden veya bilinçsizce yapılan kötü bir işten dolayı üzülmek, pişmanlık duymak.
Örnek: Vicdan azabı çekmek istemiyorsan, git o silahı sakla.
Örnek 2: Maç yüzünden ders çalışmadım, şimdi vicdan azabı çekiyorum.
Örnek 3: Yaptığı yanlışın farkında, iki gündür vicdan azabı çekiyor.
Vicdanının sesini dinlemek deyiminin anlamı
İnançlarının, ahlaki değerlerinin ve kişisel yargılarının etkisinde kalmak.
Örnek: Sana söylenilenleri yapmadan önce vicdanının sesini dinlemeyi unutma.
Örnek 2: Vicdanının sesini dinle, ona göre bir karar ver.
Örnek 3: Mantıklı kararlar vermek zorundayız, sadece vicdanımızın sesini dinlemekle olmuyor.
Vicdan azabı duymak deyiminin anlamı
İstenilmeden veya bilinçsizce yapılan kötü bir işten dolayı üzülmek, pişmanlık duymak.
Örnek: Vicdan azabı duymak istemiyorsan, git o silahı sakla.
Örnek 2: Maç yüzünden ders çalışmadım, şimdi vicdan azabı duyuyorum.
Örnek 3: Yaptığı yanlışın farkında, iki gündür vicdan azabı duyuyor.
Elini vicdanına koymak deyiminin anlamı
Doğru, yansız, adil davranmak.
Örnek: Elini vicdanına koy, bu kadar işin karşılığı bu para mı?