Kabul görmek deyiminin anlamı
Kabul edilmek, onaylanmak, benimsenmek.
Örnek: Benim fikirlerim ne zaman kabul gördü ki, şimdi kabul görsün.
Örnek 2: Hazırladığımız proje kabul gördü.
Örnek 3: Yeni gelin adayı aileden kabul görmemiş.
Kabul olmayacak duaya âmin demek deyiminin anlamı
Gerçekleşmesi mümkün olmayan bir olaya olacak gözüyle bakmak.
Örnek: Onun seninle evleneceğini düşünüyorsun, ama kabul olmayacak duaya âmin diyorsun.
Örnek 2: Boş yere beklemeyelim, kabul olmayacak duaya âmin demeyelim.
Kabul eylemek deyiminin anlamı
* İsteyerek veya istemeyerek bir şeye razı olmak, rıza göstermek.
* Görüşme için yanına, makamına almak.
* Sunulan bir armağanı almak.
* Uygun bulmak, onaylamak.
Örnek: Kabul eylerseniz, akşama size oturmaya geleceğiz.
Örnek 2: Bakan Bey sizi az sonra kabul eyleyecek.
Örnek 3: Lütfen bu çiçeği kabul eyleyin.
Örnek 4: Büyüklerinin yanında böyle konuşmanı kabul eylemiyorum.
Kabul olunmayacak duaya âmin demek deyiminin anlamı
Gerçekleşmesi mümkün olmayan bir olaya olacak gözüyle bakmak.
Örnek: Onun seninle evleneceğini düşünüyorsun, ama kabul olunmayacak duaya âmin diyorsun.
Örnek 2: Boş yere beklemeyelim, kabul olunmayacak duaya âmin demeyelim.
Kabulü olmak deyiminin anlamı
İzni ve onayı alınmak.
Örnek: Ev sahibinin kabulü olduğu için sorun yok.
Örnek 2: Kabulüm olmayan bir işi bana yaptıramazsınız.
Kabul görmemek deyiminin anlamı
Kabul edilmemek, onaylanmamak, benimsenmemek.
Örnek: Hazırladığımız proje kabul görmedi.
Örnek 2: Yeni gelin adayı aileden kabul görmemiş.
Kabul buyurmak deyiminin anlamı
* İzin vermek, müsaade etmek.
* Sunulan bir şeyi almak.
Örnek: Kabul buyurursanız yarın doktora gideceğim.
Örnek 2: Lütfen bu hediyeleri kabul buyurun.
Kabul günü deyiminin anlamı
Ev hanımlarının konuk ağırladıkları belirli gün.
Kabul etmek deyiminin anlamı
* İsteyerek veya istemeyerek bir şeye razı olmak, rıza göstermek.
* Görüşme için yanına, makamına almak.
* Sunulan bir armağanı almak.
* Uygun bulmak, onaylamak.
Örnek: Kabul ederseniz, akşama size oturmaya geleceğiz.
Örnek 2: Bakan Bey sizi az sonra kabul edecek.
Örnek 3: Lütfen bu çiçeği kabul edin.
Örnek 4: Büyüklerinin yanında böyle konuşmanı kabul etmiyorum.
Kabul etmemek deyiminin anlamı
* Bir şeye razı olmamak.
* Yanına, katına almamak.
* Bir armağanı reddetmek.
* Onaylamamak.
Örnek: Son yaptığınız fiyat teklifini kabul edemem.
Örnek 2: Boşuna beklemeyin, müdür sizi kabul etmeyecek.
Örnek 3: Gönderdiğim çiçekleri neden kabul etmiyorsun?
Örnek 4: Büyüklerinin yanında böyle konuşmanı kabul etmiyorum.
Kabulü bulunmak deyiminin anlamı
İzni ve onayı alınmak.
Örnek: Ev sahibinin kabulü bulunduğu için sorun yok.
Örnek 2: Kabulüm bulunmayan bir işi bana yaptıramazsınız.
Kabul edilmek deyiminin anlamı
* İsteyerek veya istemeyerek bir şeye razı olunmak.
* Görüşme için yanına, makamına alınmak.
* Sunduğu bir armağanı alınmak.
* Onaylanmak, uygun bulunmak.
Örnek: Teklifimiz kabul edildiğine göre, ortada sorun kalmadı.
Örnek 2: Müdür Bey tarafından yarın kabul edileceksiniz.
Örnek 3: Gönderdiğim çiçeğin kabul edilmesine sevindim.
Örnek 4: Bugün görüşülen iki kanun teklifi kabul edildi.
Kabul ettirmek deyiminin anlamı
Kabul etmesini veya edilmesini sağlamak.
Örnek: Teklifinizi kabul ettirmeye çalışacağım.
Örnek 2: Aileme böyle bir açıklamayı kabul ettirmem zor.
Örnek 3: Bazı insanlara yanlışını kabul ettirmek mümkün değil.
Kabul olmak deyiminin anlamı
Geçerli sayılmak.
Örnek: Bizim yaptığımız itirazlar kabul olmadı.
Örnek 2: İşlediğin günahtan pişmanlık duymazsan tövben kabul olmaz.
Örnek 3: Devletin verdiği belge nasıl kabul olmaz!