Pabucuna kum dolmak deyiminin anlamı
* Ortaya çıkan durum karşısında tedirgin olmak.
* Engelle karşılaşmak.
Örnek: Bizim olayı öğrenmemizle pabucuna kum doldu, ondan biraz çekiniyor.
Örnek 2: Pabucuna kum dolmasın diye acele davranıyor.
Pabucunu ters giydirmek deyiminin anlamı
Güç bir duruma düşürerek telâşlandırmak, bu telâşla kaçmasına sebep olmak.
Örnek: El oğlu bu, adama pabucunu ters giydirir, tetikte olmalı insan.
Örnek 2: O, adama pabucunu ters giydirir.
Pabuç pahalı deyiminin anlamı
* Girişilen işin tehlikeli olduğunu anlatmak için kullanılır.
* Birinin uğraşmaya kalktığı kimsenin, kendinden güçlü çıkması durumunda söylenen bir söz.
Örnek: Çok dikkatli olmalıyız, biliyorsunuz pabuç pahalı.
Örnek 2: Baktı ki pabuç pahalı, hemen geri döndü.
Örnek 3: Benimle çok uğraştı, baktı pabuç pahalı, artık yanıma yaklaşmıyor.
Pabuç kadar dili olmak deyiminin anlamı
Bir şeyi kaba ve terbiyesiz bir şekilde cevaplamak. Kürek kadar dili olmak.
Örnek: Pabuç kadar dili var, bu çocuk kimin çocuğu?
Örnek 2: O pazarcının pabuç kadar dili var, aman ondan uzak dur.
Örnek 3: Senin çocuk kimlerle arkadaşlık ediyor bilmiyorum, ama pabuç kadar dili var.
Pabucunu eline vermek deyiminin anlamı
Dolaylı olarak kovmak.
Örnek: Pabucunu eline vermişler, hiç konuşmadan çıktı gitti.
Pabuç kadar dili var deyiminin anlamı
Hemen her söze cevap yetiştirir, büyüklerine karşı saygısızca karşılıklar verir.
Örnek: Pabuç kadar dili var, bu çocuk kimin çocuğu?
Örnek 2: O pazarcının pabuç kadar dili var, aman ondan uzak dur.
Örnek 3: Senin çocuk kimlerle arkadaşlık ediyor bilmiyorum, ama pabuç kadar dili var.
Pabuçtan aşağı deyiminin anlamı
Hor, aşağılık.
Pabuç paralamak deyiminin anlamı
Bir iş için bir yere çok gidip gelmek, işi takip etmek.
Örnek: Şu okul yolunda az pabuç paralamadım.
Örnek 2: Senin peşinde boş yere pabuç paralamışım.
Pabucu dama atılmak deyiminin anlamı
Kendisinden üstün birinin çıkmasıyla gözden düşmek, değer ve itibarını kaybetmek.
Örnek: Sınıfa yeni gelen öğrenci yüzünden pabucum dama atıldı.
Örnek 2: Yeni bir elektrikçi aldılar, desene Murat’ın pabucu dama atıldı.
Örnek 3: Elif gelince, bizim pabucumuz dama atıldı.
Pabuç bırakmamak deyiminin anlamı
Meydan bırakmamak, yılmamak, korkmayıp yapacağından vazgeçmemek.
Örnek: Ben öyle olur olmaz insanlara pabuç bırakmam.
Pabuç eskitmek deyiminin anlamı
Bir iş için bir yere çok gidip gelmek, işi takip etmek.
Örnek: Şu okul yolunda az pabuç eskitmedim.
Örnek 2: Senin peşinde boş yere pabuç eskitmişim.
Pabucunu dama atmak deyiminin anlamı
Kendinden üstün birini gözden düşürmek.
Örnek: Yeni gelen öğrenci çok başarılı, sınıf birincisinin pabucunu dama attı.
Örnek 2: Abisi gelince, arkadaşlarının pabucunu dama atıldı.
Pabucu büyüğe okutmak deyiminin anlamı
Akılsızca davrananlar için alaylı bir öğüt olarak kullanılır.
Pabucuna taş kaçmak deyiminin anlamı
* Ortaya çıkan durum karşısında tedirgin olmak.
* Engelle karşılaşmak.
Örnek: Bizim olayı öğrenmemizle pabucuna taş kaçtı, ondan biraz çekiniyor.
Örnek 2: Pabucuna taş kaçmasın diye aceleci davranıyor.
Pabuçlarını çevirmek deyiminin anlam
* Konuk ayakkabılarını gidiş yönüne doğru düzgün bir biçimde sıralamak.
* Bazı davranışlarla konuğu gitmeye zorlamak.
Sağlam pabuç değil deyiminin anlamı
Doğruluğuna, namusluluğuna güvenilmez; kişiliği kuşku veren.
Örnek: O mu? Hiç de sağlam pabuç değil.
Örnek 2: O sağlam pabuç değil, çıkarıp da o kadar parayı ona veremem.
Kuru gürültüye pabuç bırakmamak deyiminin anlamı
Bir durum karşısında telaşsız, korkusuz, dilediğince davranmak.
Örnek: Alenen iftira atıyorsunuz, kuru gürültüye pabuç bırakmam.
Örnek 2: Kuru gürültüye pabuç bırakacak bir insan değil.
Örnek 3: Türkiye, kuru gürültüye pabuç bırakmadı.