Yağ bağlamak deyiminin anlamı
* Kilo almak, yağ birikmek.
* Süt vb. üzerine kat kat yağ birikmek.
* İnsan, hayvan semiz bir duruma gelmek.
* Semirmek, üzerine biriken yağ katılaşmak.
Tatlıya bağlamak deyiminin anlamı
* Bir tartışmanın olumlu bir şekilde sonlanması.
* Bir anlaşmazlığı tarafları memnun edecek biçimde bir çözüme ulaştırmak.
* Bir anlaşmazlığı, her iki tarafı da memnun edecek şekilde bağlayıp sonuçlandırmak.
* Kavgalı bir işi gönül hoşluğuyla bitirmek.
Örnek: Nihayet işi tatlıya bağladık.
Örnek 2: Ben kahvemde çocukça siyasi iddialardan korkarken, bir de felsefe çıktı. Rica ederim bugün işi tatlıya bağlayalım. (Ö. Seyfettin)
Örnek 3: Hayır kardeşim, istemez diye tatlıya bağladım. (O.V.Kanık)
Sağlam kazığa bağlamak deyiminin anlamı
* İşi garantiye almak.
* İşini güvenli kılacak önlemler almak.
Örnek: Deveni önce sağlam kazığa bağla, sonra tevekkül et. (Hadis)
Örnek 2: Ne demişler: Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a ısmarla.
Sözü bağlamak deyiminin anlamı
* Konuştuklarını bir sonuca ulaştırmak.
* Konuştuklarını bir sonuca vardırmak, konuşmayı sonuçlandırmak.
Örnek: Konuyu uzatma da, sözü bir yere bağla.
Örnek 2: Sözü bağlamasına az bir zaman kalmıştı ki bir gürültü koptu.
Örnek 3: Sözü şöyle mi bağlayacağız.
İşi sağlama bağlamak deyiminin anlamı
* İşini garantiye almak, olabilecek tüm aksiliklere karşı önlemini almak.
* İşin düzgün yürümesi için gerekli önlemleri almak.
* İşin iyi sonuçlanmasını önleyecek şeyleri ortadan kaldırıp aksamadan yürümesini sağlayacak önlemleri almak.
Örnek: Önce işini sağlama bağla, sonra tevekkül et.
Örnek 2: İşini sağlama bağlayınca rahatladı.
Pamuk ipliğiyle bağlamak deyiminin anlamı
* Çok az bir bağla bağlı olan, her an bağı kopabilecek durumda olan.
* Etkisi az sürecek, köksüz, geçici bir çözüm yolu bulmak.
Örnek: Bu işi pamuk ipliğiyle bağladık, ancak bir çözüm bulmalıyız.
Örnek 2: Adam pamuk ipliği gibi hayata bağlanmakta.
Karalar bağlamak deyiminin anlamı
Yas tutmak. Bir felâket dolayısıyla yas tutmak, siyah elbise giymek ya da siyah örtü bağlamak.
Örnek: Lütfen artık karalar bağlamayı bırak, hayat devam ediyor unutma bunu.
Örnek 2: Onun bu gidişinden sonra karalar bağladım.
Eşeği sağlam kazığa bağlamak deyiminin anlamı
* İşini sağlama almak, gerekli hazırlıkları tamamen yapmak.
* İşini güvenli kılacak önlemler almak.
* Akıl insan içindir. İnsan önce aklını kullanarak işlerinin iyi yürümesi için tedbir almalı, sonra da tevekkül etmeli, yani o konuda yüce Allah`a güvenmelidir.
Örnek: Ne demişler: Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a ısmarla.
Bel bağlamak deyiminin anlamı
* Birisine çok güvenmek, İnanmak.
* Güvenmek, birisinin kendisine yardım edeceğine inanmak, inanıp arkasından gitmek.
* Birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek.
Örnek: İnsanoğluna bel bağlanılmaz.
Örnek 2: Ne var ki böyle araçlara biz pek bel bağlayamayız.
Altmış altıya bağlamak deyiminin anlamı
* Bir durumu geçici bir çözümle kurtarmış görünmek.
* Bir işi hakkıyla yapmaya başlayarak, sonunu Allah’tan beklemek anlamında kullandır.
* O an ki durumu temelli olmayan bir çözümle kurtarmak veya bir işi kesin neticeye vardırmış gibi görünmek.
Örnek: İnsanları altmış altıya bağlamakta üstüne yoktur onun.
Bağlanıp kalmak deyiminin anlamı
Tutulmak, sevdalanmak.
Örnek: Daha lise yıllarında bağlanıp kalmış.
Bağladığı yerde otlamak deyiminin anlamı
Uzun süredir hiçbir ilerleme veya değişim gösterememek.
Örnek: Bu çocuk ders çalışmıyor mu? Hala bağladığım yerde otluyor.
Örnek 2: On senedir işinde bir gelişme yok, bağladığım yerde otlamaya devam ediyor.
Örnek 3: Bizim takım bağladığımız yerde otluyor, küme düşmezse iyidir.
Başına karalar bağlamak deyiminin anlamı
Aşırı derecede kederlenmek, yas tutmak.
Elini kolunu bağlamak deyiminin anlamı
Bir şey yapamayacak duruma getirmek.
Örnek: Fabrikada elektrikler kesilince, elimiz kolumuz bağlandı.
Örnek 2: Makinesi bozulunca, terzinin eli kolu bağlandı.
Aylığa bağlamak deyiminin anlamı
Bir kimseye her ay belirli bir para ödemek.
Örnek: İnsanlara yardım eder, onları aylığa bağlardı.
Gönül bağlamak deyiminin anlamı
Severek bağlanmak, içten sevmek.
Örnek: Her önüme gelene, gönül bağlayacak bir insan değilim.
Örnek 2: Ben sana gönül bağlamışım, adını yüreğime yazmışım.
At yerine eşek bağlamak deyiminin anlamı
Ayrılan değerli bir kimsenin yerine değersiz birini getirmek.
Örnek: Bana adam gerek, at yerine eşek bağlamak istemem.
Başını bağlamak deyiminin anlamı
* Bir kişiyi sözlemek, nişanlamak veya evlendirmek.
* Başına örtü vb. bağlamak.
Örnek: Askerliği biten Ali’nin başını bağlamayı düşünen annesi kolları hemen sıvadı.
Göbek bağlamak deyiminin anlamı
Karnı büyüyüp şişmanlamak.
Örnek: Görmeyeli göbek bağlamışsınız.
Örnek 2: Sürekli masa başındayım, göbek bağlamaya başladım.
Altı kapıya bağlamak deyiminin anlamı
İşi sağlama almak, sonucu sağlamlaştırmak.
Buz bağlamak deyiminin anlamı
Sıvıların yüzeyi donmak.
Örnek: Hava çok soğudu, sular buz bağlamaya başlamış.
Ayağını bağlamak deyiminin anlamı
Engel olmak.
Örnek: Bir araba alacağım da, ev taksitleri ayağımı bağlıyor.
Çenesini bağlamak deyiminin anlamı
* Ölen bir kimsenin çenesi altından geçirilen tülbendi başının üstünde düğümlemek.
* Bir kimsenin ölümünü istemek.
Örnek: Rahmetli, çenesi bağlanmış şekilde, odanın ortasında yatıyordu.
Örnek 2: Böyle insanların çenesini bağlamak lazım.
Elleri nasır bağlamak deyiminin anlamı
Uzun süre elleriyle ağır işler yapmış olmak.
Örnek: Bütün gün kazma sallamaktan elleri nasır bağlamıştı.
Ağrısız başına kaşbastı bağlamak deyiminin anlamı
Kendine gereksiz yere iş çıkarmak anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Torunuma bakarım deyip, ağrısız başına kaşbastı bağladı.
Örnek 2: Ağrısız başına kaşbastı bağlamak istemediği için işi kabul etmedi.
Esasa bağlamak deyiminin anlamı
Belirli bir kurala dayandırmak.
Dilini bağlamak deyiminin anlamı
Bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak.
Et bağlamak deyiminin anlamı
* Şişmanlamak.
* Yara kapanmak.
Baş bağlamak deyiminin anlamı
* Evlilik öncesi biriyle sözlenmek, nişanlanmak.
* Buğdayda başak vermek.
* Birine ya da bir şeye çok bağlanmak, intisap etmek.
* Başına bir örtü örtmek.
El bağlamak deyiminin anlamı
* Saygı için ellerini göbeğinin üstüne kavuşturup durmak.
* Namaza durmak.
Garaz bağlamak deyiminin anlamı
Birine karşı kin beslemek.
Örnek: Belli ki o sana garaz bağlamış.
Örnek 2: Şu fani dünyada, insanlara garaz bağlamak anlamsız.
Aylık bağlamak deyiminin anlamı
Emekli olan veya başka sebeplerle çalışmayanlara her ay için belirli bir parayı ödemeyi üstlenmek, maaş bağlamak.
Örnek: Temizlikçi kadını aylığa bağladık.