Hacet kalmamak deyiminin anlamı
* İhtiyacın bitmesi, ihtiyacın kalmaması.
* Gereği ortadan kalkmak, gereği kalmamak, gerekli görülmemek.
* Gereği olmamak, lüzumu kalmamak.
Örnek: Seni çağırmaya hacet kalmadı.
Hacet görmek deyiminin anlamı
* Gerekli bulmak, gerekli saymak.
* Tuvalete gitmek.
* Alışveriş yapmak.
Örnek: Bu telefonu şimdi hacet görmüyorum.
Örnek 2: Hacet görmek için müsaadenizi istiyorum.
Örnek 3: Eviyle ilgili hacet görmek için çarşıya çıktı.
Hacetini yapmak deyiminin anlamı
Küçük veya büyük abdestini yapmak.
Örnek: Hacetini yapmaya gitti, az sonra gelir.
Örnek 2: Şu İstanbul’da, insan hacetini yapmak için tuvalet bile bulamıyor.
Hacet kapısı deyiminin anlamı
Hacet dilemek için durularak dua edilen yer, kapı veya pencere.
Hacet yeri deyiminin anlamı
Ayakyolu, hela.
Hacet dilemek deyiminin anlamı
İstekte bulunmak.
Örnek: Sınavı kazandın ya, artık ne hacet dilesen dile.
Örnek 2: Sizden mümkünse bir hacet dileyecektim.
Hacet yok deyiminin anlamı
Gerekliği yok, gerekli değil, istemez anlamında kullanılan bir söz.
Örnek: Başka söze hacet yok, o ne demek istediğimizi anladı.
Örnek 2: Bu durumda senin konuşmana hacet yok.
Hacetini görmek deyiminin anlamı
Küçük veya büyük abdestini yapmak.
Örnek: Hacetini görmeye gitti, az sonra gelir.
Örnek 2: Şu İstanbul’da, insan hacetini görmek için tuvalet bile bulamıyor.
Hacet tepesi deyiminin anlamı
Üzerinde yapılan duanın kabul olacağına inanılan tepe.